insanın
dili dini ırkı mezhebinden dolayı ötekileştirilmesi ile
zulüm yapanın mazlum tarafından ötekileştirilmesi arasında fark vardır
hemde çok büyük bir FARK...!








ötekileşen düşlerin çocukları
heybelerine bir fırça,bir gökkuşağı alarak
göğün ülkesine uğurlandılar
uçan atların kanatlarına
deniz kızları çiziyorlar şimdi

resimledikleri
unutulmuş bayram kartları olarak
bir şafak postasıyla gelecek
cumartesi annelerine

BERKİN
elindeki elma şekeriyle
oturmuş yıldızların göğsüne
ALİ İSMAİL abisi
sımsıcak somunlar pişiriyor
mavinin tandırında
ETHEM abisi saçlarını okşayarak
gerçek masallar anlatıyor gülümseyerek
ABDULLAH abisinden su istiyor
bulutların memesinden sağarak suları
getiriyor kardeşine

ötekileşen düşlerin çocukları
balıkçıların ağlarla ördüğü denizlerin
yeşil koynuna salıyor
umutlardan yaptıkları kayıkları
MEHMET nefesinin rüzgarıyla üfürüp
şafak açan memleketlere yolculuyor onları
güvertelerde zeytin dalları
ve daha keşfedilmemiş hürriyetler
AHMET, MEHMET’in soluğuna soluk katıp
güç veriyor rüzgara
ve diğer sonsuz yaşamlarla
hayata kaldıkları yerden devam ediyorlar

hiçbir zulüm unutulmaz aslında
tapılan sahte tanrılar olmasa
olmasa onlara inanç sarmışlar
o güzelim çocuklar yaşardı
dolu dolu memleket havasıyla ...!