8
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
3237
Okunma

yüreğinin o vazgeçemediğim rüzgarıyla şiire ses giydiren hkaraşahin abime ustama saygılarımla eyvallah
...
maviyle gelen sular
kentlerin kursağına akmadan evvel
daha dirilmemişti
ölü direnişler
saklandığı karanlığın
perdesini açmadan
aydınlığı düşlüyordu
eli ayağı çekilmiş suret
kırsal yangınların külleri
lisanı farklı coğrafyaların
üzerine dağılmış
kalan toprakların
tecrit bakmalarıyla
ölüler döküyordu gözleri
kimliğin yasallaşmış
zoraki diniyle
dövülerek kabul ettirilen
ırkları kanıyordu
cüzdanların
parayla aynı yastığa baş koyan
egemenliğinde
sonra
kadınlar
tırnaklarını geçirip yıldızlara
abı hayat gülen çocukları doğurdular
dudaklarının yasadışı çatlaklarından
susmayışa and
mavi suları akıttılar kentlerin kursağına
dirildi ölü direnişler
perdesini yırtıp
aydınlığa süpürdü bakmalarını suret
küllerin ölü döken gözleri
yağmurları takarak kirpiklerine
çığlık çığlık yağdı arzın koynuna
ve kimliğinde
hala zoraki dövülmelerle yaşayanlar
düşlerindeki yarınları
feda etmeye kurdular
çoğaldı adamlar
çoğaldı kavga
taş duvar
kırık hava
ağır öksürük
acıyla yaren zikirler
çoğaldılar
eşkıya aşkların
düzlüklerde uçurduğu ihtimaller
kar sularıyla eriyip
baharla yırtılan bir dünya vaadetti insana
artık rüzgar elleriyle dokunduğu zaman doğruya
bir toz zerresi gibi dağılıyor yalan yanlış fetvalar ...