14
Yorum
38
Beğeni
0,0
Puan
4766
Okunma

yüreği deniz hkaraşahin abime devrim dolusu sevgiyle saygıyla
sesi için minnettarım ....
Kaya Ahmet’e
ve sakallarının dağınık acısıyla
bir sürgün sabahı çekip gitmişti
linç edilmiş hayallerin
...!
ezgilerin
dövüldüğü zaman
şafağın türküsünde
yıldızlarını yoluyordu anneler
arka cebinde taşıdığın kefenden
hiç haberi olmadan
dönüşüne susarak
puşt gözlerin esiri oluyordu kızların karın
ve şarkıların
tezgahların şerefsizliğine itilmiş
gururla baktığın dünyalı resimlerin
şimdi toprağa düşmenle serbest ...!
buzun duvarlarına çarpan rakı dalgalarıyla
gülümseyişini yatırdığın bestelerin ciğerlerimde
tütünden ağır bir volta katıyorum benden
bir veda havası azizliği kentin soykırım acıları
geceye tek kurşun gibi sıkıyorum
başkaldırıyorum pankartıyla çarşaf çarşaf sesini
ve
kadınlar kadınlar dağlara doğru
özlemlerle acılarla bir ANADOLU ..!
olmadı iki gözüm
seni tarihle yargılayacak kadar yürekli
ve erdemli bir ülke olmadı
Erdal gibi yüreği Deniz Yusuf Hüseyin
Mahir olan güzel çocuklar öldürüldü
mahur besteler gencecik bedenlere ağıt oldu
olmadı iki gözüm
insan vicdanı öldürdü
roboski bir zamanda
gazete manşetlerini özelleştirilmiş yolsuzluklar
köşe yazılarını padişahın fermanları aldı
azınlığın ninnileriyle uyurken beşikte devrim
çoğunluğun sömürüye alkışlarıyla
ağlayarak uyandı
şimdi kulaklarımda ağlama bebeğimle
dilimde işkencelerden kalma susuzluk
yüreğimin derinliğinde saklıyorum
tebessüm açmış yeni yaşamı
kalan kalır giden gider dedin
gittin
artık an gelir biter muhabbet
Bedrettin’in ağaca asılı
çırılçıplak bedeni iner toprağa
ve dostu düşmanı bildiğimiz
yaktığın geceler düşer sulara
...! aynı ülkenin aynı bahçesinde uyuduğun
GÜNEY’E selam