4
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1419
Okunma

yaralı çocuk ...
üzerine yer sofrası giyinmiş çocukların
toprak damlarda uçuşan umutlarını
kapısı devrik hanelerin
sokularak ısıtıldığı teninde saklar
acısı dirhem ülke
yakılmış lisanlar
esmer külleri uçurur
çocukların gülüş adlı iklimlerine
ihtiyar suların
nehirler boyu koşması
birazda bundandır
kimliksizliğin
toprağa karıştığı
o kaybolmuş zamanlar
ısırılmış düşlerine uzanır bazen
utanır çocukluk heyecanı
avuçlarında kaçak durur umut
ve söylenemeyen bir ağıt
kayar anaların tülbentine
kitaplar ağladığında
yüzlerini çevirip maviye
dökülen harfleri sayarlar
bir yasak volta
iki içi dolu aşklar
üç temmuzda yağan kar
dört...
çürüdükçe yarın bakışlı hayal
anlamını yitirir onlarda hayat
bozgunlar ekilmiş tarihler fışkırır
yüreklerinin tarlasından
çocuklar
hürriyetin ellerinden
yarı baygın dil tutulması
açlıktan yitik sağır vakit
görmediği kadar susmuş bir gelecek alırlar
mevsimlerin
o yangınlarda
yağmur olup yağması
birazda bundandır
tandır ekmeğinin
buğusuna kapılarak büyüseler
uçsuz bucaksız bir resim çizilirdi
nakışlı duran sürgün yanlarına
ay sığ yansımasıyla
kırgın durmazdı saçlarında
örgülü masalların
delikanlı çocukları
düşlerine yaslanmış
genç kız şiirlerinde uyurlardı usulca
tandır ekmeği buğusunu kaybetmeseydi eğer !
kefenlenmiş
mağdur oyuncaklar verildi ellerine
suç büyüdü
onlar çocuk kaldı
tecritten tel örgüler içinde
kargaların kurduğu bahçelerde oynuyorlar
...! çocuk ölüleri mevsimi...