12
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
2432
Okunma


yaralı incil’e ağlayarak
çölün eşiğinde "açıyorum düğmelerimi güneşe "
ışığı emen kırık cam parçacıkları gibi denizi
bırakarak geride
kum tanecikleri doluyor gamzelerime
çarmıha geriyorum aşkımı
isyanımda bekleşen akbabalara söverek
"olduğundan daha iyi olmayı" vaat eder yaşam
yalan olur kendimde
tek gerçek
kül rengi suyun makbul olmasıdır çölde
" bütün umutlarını dışarıda bırak"
eğer cehennemin kapısındaysan der kitap
pişmanlıklarım kalbimin kayalıklarına pusmuş
ilk gelen dalgalarla silinir belki diye
küller kıvılcımları kıvılcımlar ateşi kovalar
varsa karşısında aşk
iblis yolunu kaybeder
diyorum ki bir "mağara kovuğuna " çekilsem
gelen geçen kuşları saysam
ya da
balçıklı toprağa batmış
çırpınan yıldızlara ağlasam
göğe yaprakları dikiyorum
parmağıma iğne batıyor
kendimi unutup parmağıma ağlıyorum
uzakta meleşen isa’nın kuzuları yaklaşırken...
gönül gençyılmaz
5.0
100% (28)