5
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
2994
Okunma

çırılçıplak bir zamana
ihtilal mavisiyle gel Delal
...
özgürlük
toprağına kapanmış
çatlayacağı zamanı bekliyor
her çatlayan sabır gibi
beklediği kadar doyuracak bizi
bizi Delal
ve çocuk sevinçlerini
soğuk entarisini topladığında
teker teker düşerya cemreler
o vakit acıkırım
gözlerine değecek bahara
bahar Delal
ağzımız yüzümüz bereket
ve çocuklar renklere göç kuşlar
Cudi diyorum
ardıma saklanmış resimleriyle ülkemin
Cudi ve Palandöken
karlarıyla bir Toros durur karşıda
ve yaylalara serin Lazca
serin Rumca horon dağılır
bir kolunda yörük
bir kolunda eşkiya
halay çekermisin delal
ve çocuklar denizlere taş kaydırmaca
boynumun borcu aşk
boylu boyunca memleket
kibrit çöpünün alevine dokunsam senle
memleket yüreğim
memleket sürgünler
ve ayaklarımız türkçe koşma
ellerimiz Kürtçe göğe uzanmış gülümseme
çocuklar Delal
çocuklar kayalardan inen son güz yağmurları
ütopya hayalleri
bir tren istasyonunda düşlemek
batıdan gelen deniz kokulu vagonlara
ve doğudan gelen toprak kokulu ellere
ayırt etmeden
aklımın coğrafyasına çizdiğim umutları
sere serpe dağıtmak insanca
anlıyormusun Delal
çökmüşüm rayların parıldayan aksanına
çarpık bir lisanla sohbet ediyorum
gelip geçen rüzgarın getirdikleriyle
üzerime bulaşmış is
parmaklarımda tütün sarılığı
gece , kent , yalnızlık , biz
ve çocuklar ay ışığının elleri
yolculuklar uğurlanmış
gideceği yerin kilometrelerce ötesi vedayla
otobüsler Delal
asfaltların karnına yapışa yapışa
dört taraf farklı mevsim acılı bir vatan
kayısı ağaçları
ardında sağanak türkülerin anonim yalnızlığı
cama dağılmış buğudan görünen
bir koca hasretlik
kimsesizlik
bir küçük tepenin çıplak teni
aşağısı sıralı eğri büğrü ağaçların
dalgalı yaprakları
bacaklarının arasından
bir umut doğururmusun Delal
çocukların yarına yolculuğuna dair
bulutların memesinden
yağmur sağdığım vakit
kaç göz çukuru dolmuştur gözyaşıyla
yağmurlar Delal
her ıslak anıyı utandıran
acıyla sus olup daldığın duvara
tırnaklarınla kanata kanata
bir çeltik daha attıran
erken büyüyor memleketimin ağıtları
çabuk ölüyor gençleri
bir mum yakıp karabasan ıssızlığa
gölgemi taşırmısın Delal
acımız, düşlerimiz bıçak sırtı
ve çocuklar evrene dağılan ruhların çoğalması
memleketime
bir avuç çocuk gülüşü konduğunda
maviden kaçak düşler sereceğim koynuna
ah Delal
sen benim yaralı iklimlerimi boşver
iklimler gelip geçici
yara dediğin aşkla doğrulduğun zamana kadar
sen tabiatı giyinmiş şarkılar düşür diline
akvaryumdaki balık
kafesteki kuşların yüreğine bas notaları
bir kedinin miyavlamasını içen acıkmışlıkla
kırlangıç sürülerini çiz göğün tuvaline
karıncalar Delal karıncalar
unutma onları
unutma gözleri acı bakan tüm yanlarımı
memleketime
kar suları yürüdüğü vakit
gemilerin demirlediği bir kış masalı anlat çocuklara
közlenmiş kestaneden
ve yanık kokan portakal kabuğundan kahramanlar yarat
çocuklar Delal
çocuklar getir omuzlarına güvercinler dağılmış
ah Delal
avucunun yatağına yatırsana elimi
parmakların bir yorgan
ve sıcaklığın çocuksu bir terleyiş olsun
avutulmuş bir düşle
ıslak bir kaldırımı adımlarız bakarsın
oradan nemrut gün batımı
ve sonrası bir toprak damın alnında
koyun koyuna yıldızlara karşı yarı ölü vakit
ah Delal
içimiz dışımız var oluş
ve çocuklar üstümüze devrilen
umudun saklı ezgisi
tutma acıyla kavrulmuş sesini
tutma
tutma Delal
uçurumun koyuna düşür bütün harfleri
barışmak için hayatın tercih edilen yönleriyle
bir umut iliştir karanlığın dibine
fitili koca bir toprak
ve içimin ateşiyle tutuştururum o an
ve ağrısız bir yarını
koyarız çocukların koynuna
yüreğime saçıl Delal
yüreğimin gözlerinde bir buruşuk bakış
bakışın ülkesinde
yüzyıldır seni bekleyen bir kent
uyan Delal uyan
çırılçıplak bir zamana
ihtilal mavisiyle gel Delal ...!
şiire isim veren ve video seçimimde yardımcı olan
Nujin.N.Demir yoldaşıma dostuma teşekkürler...