3
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2709
Okunma

kumsala vuran deniz kabuklarıydı
günler
sağa sola serpilmiş
don vurmuş çiçeklerin ölüleri
vakitsiz mevsim bu
unutulmuş bir ezginin
ansızın dile tutulmaya çalışması
kendi kendine kaynamalar
dere kenarında dizine kadar
suya batmış
vura vura çamaşır yıkayan
kadınların iç şakımalarıydı hayat
vurdukça kir pasa
soluklanmadan suda
süzülüp arınması bir dem sonra
bir türlü silemediğim
denizaşırı kalmış çocukluğumun inciten izleri
sırtıma nişan alınmış çakıl taşlarının
yağmur olup yağması
yorgun hikayemin
nazenin oya ağacının kırılan
dalların çıtırtısı kadar yakın gelen geçmişin
dinmeyen seslerine
kin beslemesi anbean
oysa affedin buyurur Allah
affedin ki bende sizi affedeyim
hasta düşlere serzenişler
düşünüyorum da
bereketli hurma dallarıydı sunulmuş gençlik
gözlerimde gökyüzü maviliği kadar tat bırakan
ötede
günahlarımın “gizli kahyası”
ah tercihlerim değil miydi alınyazımı belirleyen
gönül gençyılmaz
5.0
100% (9)