5
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1620
Okunma

Sen gökyüzünün emrinde bir bulut
Ben yaralı serçe
sığındığım dağın eteklerinde
vuruyorsun sert yağmur tanelerini
yüzümün en işlek yerlerine
Sen yasakların en tatlı meyvesi
ben sana müştak deli
sözlerinle
kirletiyorsun pamuksu düşlerimi
çiğneyip geçiyor, aşağılık küfürler düşürüyorsun
içimin derinlerine
Sen kalabalık şehirlerin aranılan varisi
ben yalnızlık limanına attım demiri
kâinât `ın yaratılışına tanıklık etmiş gibi
bilgelik taslıyorsun
kemiklerimi sızlatan acı dolu sözlerle iniyorsun yüreğimin
derinine
Sen yüksek dağları eriten güneş
ben alçak denizlerin sakladığı yosun bitkisi
tepeden gözetliyorsun savuran her dalgayı
hangi kayaya çarpsam yanlışlıkla
şimşeklerini çakıp göklerin
cinnet geçiren marazlı gibi, soğuk fırtınalarla saldırıyorsun
ruhuma
Sen kabuk tutmaya yemin içen deri gibi
ben uğruna ölümleri göze alan deli!
bitimsiz acılar salgılıyorsun yaralarıma
"tam iyiyim" derken dilim
bin yara daha açıyorsun, kendini henüz toparlamaya çalışan
parmaklarıma
Söylesene nesin sen
bedenimde kalmaya münhâsır koruyucu mu
gücümü tüketmeye meyilli acı mı
nesin sen?
saçıma düşen akların elebaşımı
yetmedi mi?
sarıp-sarmaladığım yüreğinin yumağına beni örüşün
zaman kısa, zaman aceleci unutma!
bu günün tekrarı bir daha gösterilmeyecek
öyle ise
niçin bunca âzâb
Mavisi bol hayâllerden bir dünya kurmuştum oysa ki
ve seni başrolüne tayin etmiştim kimseye hesap vermeden
kötülüğü emretmek niye
kendini tatmin için kullanma Allah aşkına!!!!
duygularımın inceliğini
Newâ
5.0
100% (18)