2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
895
Okunma
Malumun olsun;
Gözlerin nefesimdi benim.
Şimdi neylersin ki
Sensiz gördüğüm her şeyden usanmışım.
Sonra;
Terkeylemiş aldığım son nefesde ciğerimi.
Gölgemde uçuşan tülden usanmışım.
Vakitsiz bir türküymüşsün dolanan dilime
Başım yıldızların terkisinde yapayalnız.
Ayaklarım isyanında kaldırımların.
Ve biliyor musun?
Sensiz atılan adımlardan bile usanmışım.
Şimdi mahçup ve kırgın,
Okyanuslar besledim gözlerimde,
Çapaklarına seni gizledim.
Selam verdim geçen dalgalara.
Balıklardan pul kopardım,
Yeşil yosunlardan gözlerini.
Falan filan işte dedim...
Aldırma, aldırma sen bu dediklerime,
Ben kendi kendimle konuşmaktan usanmışım...
Sonra girdaplara selam verdim.
Vurgunlara selam verdim.
Selam verdim işte rüzgarında yol bulan turnalara.
Şimdi sessiz bir aşk dalgasıyım,kıyılarına vuran gözlerinin.
Ağzımda bir kuru ekmek tadı.
Üzme kendini
Ağrıtan sen değildin başımı,
Ya da çatan o iki kaşımı.
Ağrıtan sen değil işte...Çatan sen değildin.
Şimdi; sensiz ağrıyan baştan,
Ya da işte çatılan kaştan usanmışım.
İşte neylersin ki
Bir kez daha ölüm vakti gelmedi özleminin,
Biliyor musun özleminden usanmışım...
Malumun olsun;
Bir ağıttı belki de yankılanan sesimde,
Ama yokluğundu biliyor musun dolaşan nefesimde.
Velhasıl;
Rüzgarında raks eden tozdan usanmışım.
Kırılmış elim ayağım yokluğunda,
Yokluğunda büyüyen varlığından usanmışım.
Ne kadim dostum kaldı sılada,
Ne ellerimde ellerin,
Sonu bir türlü gelmedi ettiğim yeminlerin.
İşte neylersin ki
Aşkının öldürmeyen ölümünden,
Ve cemresinde boy veren gülden usanmışım.
Malumun olsun gayri;
Kapımı çalmaz oldu senli düşlerim,
İşte o an;
Sol yanağımda suskun durdu gülüşlerim.
Uzayıp giden bu düşünceden,
Geriye kalan beddua mı artık?
Ya da
Yüreğimin bu en zengin halinde,
Sana düşen fukara mı artık?
Ağlamak yok gülüm!
Yırtılır sanma gözlerimin bulutları,
Ben bir kefenin ucunda çoktan gömdüm sonsuzlukları.
Şimdi sormasın halimi ak beyaz düşler
Ben tırnağıma yapışan kirden usanmışım.
Ve resmine bakıp bakıp ağlamaktan usanmışım.
Dizilmiş boğazıma demirden onca lokma.
Kursağımda büyüyen urdan usanmışım.
Malumun olsun gayri;
Sen derin sularımın saklı çiçeğiydin.
Kah saksımda menekşe, kah nilüferimdin.
Şimdi kesilmiş rengime müptela kokuların,
Bense hasrete zehir kokundan usanmışım.
Artık senden sonrası bir ince hastalık,
Bir derin ölümdür...
Gayrı yüreğimde duran boynu bükük gülümdür.
Senden sonra bahtıma düşen, ömrümden usanmışım.
Yüreğimde boyun büken gülümden usanmışım.
Şimdi yeniden girsen düşlerime,
Canımdan can vermez miydim o en çocuksu öpüşlerine.
Artık avuçlarımda kalan her yanı kırık usanmışlıklarımdır.
Ve usumda tek tutunan kan kırmızı bakışlarındır.
Engin Badem