bebek gibiydi tenin bir porselendi sanki sokakta oynuyordun bez bebeğinle at kuyruğu saçların dağılıyordu arada topluyordun küçük bir bez parçasıyla
hep o günler kalacaktı aklında koşup oynadığın çocukluk günlerin öyle kaygısız gülmeler, kıkırdaşmalar evcilikte büyükleri taklit etmeler olmayan kapıları çalmalar tık tık benim demeler
anlamadın nişan taktılar kuru, hastalıklı bir oğlanla düğün diye tutturdular sonra daha on üç yaşına varmadan bir odaya tıktılar
kimbilir kaç çocuk gelinin durumuydu bu oldu bittiye getirilen bir kaç cici bici birkaç kandırmaca tatlı söz sonrası bilinen karanlık genç kız olmadan kadın olmak özlemek çocukluğunu her çocuğunu kucağına aldığında pencereden sokağa bakıp oynayan çocuklara dalmak hayal etmek yanlarında olmayı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÜSTADE; ŞİİRİNİZİN BAŞLIĞINI GÖRÜNCE AKLIMA BİR TV KANALINDA DİZİ OLARAK GÖSTERİLEN KÜÇÜK GELİN AKLIMA GELDİ. ACABA DEDİM ONA MI ATIFTA BULUNUYOR. DEĞİL AMA İÇİNDE O KADAR DİZELER O DİZİ İLE ÖRTÜŞÜYOR Kİ. DAHA İLK OKULU BİTİRMEMİŞ BİR KIZ ÇOCUĞU BERDEL EDELİYOR HEM DE DAHA ON ÜÇÜNDE.HEM DE DAHA ÇOCUKLUĞUNU YAŞAMAMIŞ. HELE HELE DOĞU BÖLGELERİMİZDE ÖYLE ÇOK Kİ HER NEDENSE BİR TÜRLÜ ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR. NEYMİŞ TÖREYMİŞ. YERİN DİBİNE BATSIN TÖRESİ. ONCA KIZ ÇOCUKLARI BERDEL EDİLİYOR YA DA HİÇ PAHASINA GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMADAN ÖLDÜRÜLÜYOR.GÖNÜL SESİNİZ DİNMESİN. SAYGILARIMLA...
Şiirde sözünü ettiğim çocukluk arkadaşım Müjgân, bu sitedeki Sultan Hürrem'in ablası.
Evlendiği kişi yaşlı değildi zayıfça bir oğlandı. Bu kişiyle fazla evli kalmadı. Bir bayram günü ailesine götürmedikleri için dışardan ayakkabısını usulca giymiş ve evlerinin yolunu tutmuş. Daha sonra pişman oldu. Keşke gelmeseydim diye. Çünkü daha sonra fazla geçmeden babası hiç görmediği biriyle yeniden evlendirdi.
Çubuk'un özellikle köylerinde, senin annen- baban gibi çocuk yaşta evlenen çok oluyor. Birlikte büyümek te güzel.
Şiirde sözünü ettiğim çocukluk arkadaşım Müjgân, bu sitedeki Sultan Hürrem'in ablası.
Evlendiği kişi yaşlı değildi zayıfça bir oğlandı. Bu kişiyle fazla evli kalmadı. Bir bayram günü ailesine götürmedikleri için dışardan ayakkabısını usulca giymiş ve evlerinin yolunu tutmuş. Daha sonra pişman oldu. Keşke gelmeseydim diye. Çünkü daha sonra fazla geçmeden babası hiç görmediği biriyle yeniden evlendirdi.
Çubuk'un özellikle köylerinde, senin annen- baban gibi çocuk yaşta evlenen çok oluyor. Birlikte büyümek te güzel.
okul bahçesinde arkadaşları ile ip atlayan kız çocuğu, “çocuk gelin” olduktan sonra daha kadınlığın ya da cinselliğin ne olduğunu bilmeden, çoğunlukla da kendisinden yaşça oldukça büyük bir erkekle, sadece ailesi razı geldiği için, zorla kadın rolüne sokulur peki ya sonrası tebrikler can
Ufacık bir çocuğu bir erkeğe eş olarak veren anne babaya lanet olsun. O anne babanın çaresizliğini kullanarak ufacık bir çocuğu eş olarak koynuna alan namussuza da lanet olsun. Tüm bu sapıklıklara bir de dini kılıf uyduranlara ise sonsuz lanetler olsun.
Bu şiirde anlattığım arkadaşım Müjgân'dı. Onun adıyla bir şiirdaha yazmıştım.
İlk evlendirildiğinde bayram günü ailesine getirmedikleri için, dışardan ayakkabısını giyerek baba evine gelmişti. Bir çocuk için bayram çok önemlidir. Sizi özledim de geldim demişti. Daha sonra yine yüzünü nikâhta gördüğü biriyle evlendirildi alel acele.
Bu şiirde anlattığım arkadaşım Müjgân'dı. Onun adıyla bir şiirdaha yazmıştım.
İlk evlendirildiğinde bayram günü ailesine getirmedikleri için, dışardan ayakkabısını giyerek baba evine gelmişti. Bir çocuk için bayram çok önemlidir. Sizi özledim de geldim demişti. Daha sonra yine yüzünü nikâhta gördüğü biriyle evlendirildi alel acele.
Özellikle Güneydoğudaki kızçocuklarının kaderini özetlemişsiniz. Devletle didişmek yerine bu yere batasıca gelenekleriyle mücadele etseler bu çirkin tabloları görmek zorunda kalmazdık. Duyarlı yüreğiniz ve kaleminiz var olsun. Kutlarım...
Sadece Güneydoğuda değil, Orta anadolu'da, burada Ankara'da da çok küçük evlendiriyorlar. Şimdi biraz evlenme yaşı yükseld fakat, köylerde ve bilinçsiz ailelerde çok görülüyor.
Sadece Güneydoğuda değil, Orta anadolu'da, burada Ankara'da da çok küçük evlendiriyorlar. Şimdi biraz evlenme yaşı yükseld fakat, köylerde ve bilinçsiz ailelerde çok görülüyor.
Ne kadar acı bir durum. Ne yürek yakan bir senaryo. Lanet olsun şu aptal inanışlara. Yok olsun bu saçma gelenekler. Çocuklar, çocukluğunu yaşasın, insanlıklarını bilsinler. İyi ki, benim doğup büyüdüğüm coğrafyada böyle gelenekler yok. Ve, bunca yazılanlardan, söylenenlerden, anlatılanlardan, dersler alıyor mu acaba söz konusu çocuklara çocukluğunu yaşatmayanlar? Kadınlar gününde, yüreğimizi yaktı yine zalim gerçeklerimiz.
Bir tutam hayat tarafından 3/9/2014 8:36:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hanımefendi bu konuyu toplumsal disiplinle aşmadıkça önüne geçilemiyecek galiba. Yanlış hatırlamıyorsam cumhuriyetin ilk yılları dahil, subay ve askeri memurların belli bir rütbeye veya yaşa gelinceye kadar evlenmeleri yasaktı ( Her ne kadar gönüller ferman dinlemeyip yasaklar zaman zaman delinmişse de ). Askerlik hizmetinin gereği olarak. Benzeri şekilde tıp ve sosyal bilimlerin müsade edeceği bir yaş sınırına kadar bayanların evliliği de yasaklanabilmeli. Başka yol yok galiba. Aydınlanmayı Sayın Güçlüer gibi ben de düşünüyorum ama, ampülü yaktık ışıtmadığı gibi bir de kararttı.:) Tüm kadınlarımızın bu özel gününü bu vesileyle sayfanızdan kutluyor, sizi tebrik ediyor saygılar sunuyorum.
hep o günler kalacaktı aklında koşup oynadığın çocukluk günlerin öyle kaygısız gülmeler, kıkırdaşmalar evcilikte büyükleri taklit etmeler olmayan kapıları çalmalar tık tık benim demeler çok güzel dizelerdi beğeni ile okudum Bu vesile ile de 8.mart dünya kadınlar gününüzü kutlarım.
kimbilir kaç çocuk gelinin durumuydu bu oldu bittiye getirilen bir kaç cici bici birkaç kandırmaca tatlı söz sonrası bilinen karanlık genç kız olmadan kadın olmak özlemek çocukluğunu her çocuğunu kucağına aldığında pencereden sokağa bakıp oynayan çocuklara dalmak hayal etmek yanlarında olmayı
Gerçekleri yazan yüreğiniz tasa görmesin bu çarpıklığa karşı çok mücadele gerekiyor selamlar.......
Bu çarpıklıklardan kurtulmak yine kadınlarımızın aydınlanmasından geçiyor diye düşünüyorum. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü'nüzü kutlar, tüm kadınlarımızın insanca bir yaşam düzeyine ulaşmasını dilerim. Kanayan bir yaraya işaret eden şiirinizi beğenerek okudum. Selam ve saygılarımı sunarım.
Kadınlarımızın aydınlanması çok önemli. Bu politikayla mümkün değil ama dilerim ilerde kadınları da düşünen yasaların yanısıra uygulamalar da yürürlüğe girer.
Kadınlarımızın aydınlanması çok önemli. Bu politikayla mümkün değil ama dilerim ilerde kadınları da düşünen yasaların yanısıra uygulamalar da yürürlüğe girer.
Bilgiyi, kültürü, cehaleti bir yana bırakınız; insaf izan sahibi olan kendi çocukluğunu hatırlar ve de edep ile düşünür, çocukluğunu yaşayan bir kız çocuğu ile evliliğin nedenli acımasızlık olduğunu insan onurunu zedelediğini. Hep söylüyoruz: yine tekrarlayalım, bu insanın denetimsiz kalması olayıdır. Bu gibi insanın yaşamını ve ruh yapısını derinden etkileyecek önemli olaylar yasayla takip edilip, denetlenmeli, oluşumunda sebep olanlar şiddetle cezalandırılmalıdır. Bu aynı zamanda uygar toplum olmanın da kaçınılmaz gereğidir. Çünkü böylesi olaylar, toplum cinselliğinin acımasızca aşağılanması ve yozlaştırılmasıdır. İşte ATATÜRK devrimleri bu nedenle de çok önemlidir. O devrimler amaçlandığı biçimlerde uygulansaydı, kadın özgürlüğü ve hakları bu denli acımasızca ihmal ve ihlal edilemezdi. Evet bu toplumumuzda çok büyük bir yaradır. Yaratılan pek çok acı olay ve ahlaki çöküntülerin de nedenidir. Bir takım kendini yönetsel toplum mühendisi sanan ahmak insanlar bu konuları bilerek ihmal ediyor ve öteliyorlar. Toplumda yozlaşma ve ahlaki çöküntüler olsun diye. Çünkü böyle si konuların kavga ve kargaşası yaşanan toplumlarda, hırsızlıklar çok rahat yapılır, insanın gelişmesi önlenir ve tutsak edilmeleri kolaylaşır. Kusurlu ve ahlaki çöküntü içinde olan insanlar iyi ve düzgün her insanı kendilerine benzesin, kendileri gibi çaptan düşsün, ve de toplumsal etkinliklerini, saygınlıklarını yitirsin isterler.MAALESEF ACI BİR GERÇEKTİR BU, EĞİTİMİ ESİRGENMİŞ CAHİL VE AMAÇSIZ BIRAKILMIŞ TOPLUMLARDA. ŞİMDİLERDE TOPLUMUMUZA VE HEPİMİZE TAM DA BU REZİL VE AŞAĞILIK DURUMLAR DAYATILMAKTADIR. KADIN - ERKEK, GENÇ - İHTİYAR, HERKES AMA HERKES BU KORKUNÇ SAKINCANIN FARKINDA OLMALIDIR, BU REZİL VE HEP PERİŞANLIK, HEP KARGAŞA YARATAN, BİLHASSA DA KADINLARI İKİNCİ SINIF İNSAN İNSAN GÖRENLERE ŞİDDETLE KARŞI ÇIKIP, DİK VE ONURLU DURUŞU GÖSTERMELİYİZ ARTIK. YOKSA BATIŞ, YOK OLUŞ KAÇINILMAZ OLACAK. DEĞERLİ VE FEDEKAR TÜM KADINLARIMIZIN DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYOR, ONLARA SONSUZ SEVGİLER VE SAYGILAR SUNUYORUM.
İçtenlikle katılıyorum, taktir ediyorum, hız kesmeden bu anlamlı çalışmalarınıza KARARLI, DİNAMİK VE CESUR ÇALIŞMALARINIZI Nazik Gülünay. Taktir ve tebriklerimle Esenlik ve mutluluklar. Kemal Polat
kempol tarafından 3/8/2014 1:11:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
Etkin yorum almak için değil, ülkemin ve insanlarımın içinde bulunduğu durumu, insanlarımıza anlatmak, insanlarımızın dinamizmini artırmak, hele de, ülke ve toplumunun sorunlarını kendi sorunlarından önce düşünen çalışkan ve anlamlı yazan değerli dost CUMHURİYET sevdalısı şairlerimizi yüceltmek ve onların emek ürünü çalışmalarına destek olmak için, gerçekçi olmaya çalışarak yorum yazarım ben Nazik Gülünay. Lütfen rahat olunuz. Kemal Polat
Etkin yorum almak için değil, ülkemin ve insanlarımın içinde bulunduğu durumu, insanlarımıza anlatmak, insanlarımızın dinamizmini artırmak, hele de, ülke ve toplumunun sorunlarını kendi sorunlarından önce düşünen çalışkan ve anlamlı yazan değerli dost CUMHURİYET sevdalısı şairlerimizi yüceltmek ve onların emek ürünü çalışmalarına destek olmak için, gerçekçi olmaya çalışarak yorum yazarım ben Nazik Gülünay. Lütfen rahat olunuz. Kemal Polat
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.