2
Yorum
6
Beğeni
4,9
Puan
8295
Okunma

’
Bugün biraz daha şair uyandın farzedelim
Bir deniz uzaklığından gülümsedi gözlerin
Yağmurla beraber sana vardık bugün
Sızdık sızdık tek kalemle kağıtlara
...
Hep o asfalt yoldan geçtik defalarca
Parmak uçlarımız yorulmuştu yazmaktan
Bir öğle vakti
Daha da ısındım sana...
Kilim desenli minderlerin üstüne
Kurup bacaklarımızı bağdaş
Belki bir şömine karşımızda
Bugün biraz daha şair uyandın farzedelim
Çok sevdiğin şeylerde hep üst üste gelmiş
Ateşle ve kızılla
Huzura ılıyoruz...
Bozulacak diye kafiyemiz
Hep böyle ürkek
Sesinin ritminde tıkırdıyor kalbim
Hep böyle ürkek...
Aynı gözyaşlarına dokununca ellerimiz
düğümleniyor dillerimiz
Su bile başka
Su bile başka bir şey ifade ediyor
Belki orada gökyüzünde
Belki burada yeryüzünde
Her şey bize kat kat değişik
Herkesin anlayabileceği bir alfabeden
Sessizliğin gevezeliğine veriyorsun bunu
Belki ayıplıyorsun sizi dinleyen duvar kağıtlarını
Kapı girişinde kimsenin gözüne takılmayan
Köşe tablodaki toz yumağınıda
Nerden bilebilirsin örümcek ağlarının
masa saatinin
canlılığını?
Rahatsız edici olmalı bir mutlulukta
Unutulmamak için,
Şimdi o portmantodaki ceket bile,
Nefes alıyor...
16.59
Neptün.
’
5.0
89% (8)
4.0
11% (1)