7
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1713
Okunma

bir gün uyanacak renkler soyulmak ve soyutlanmaksızın
yer beyaz, gök siyah
dokuz metre karelik toprağın taa dibinden
konuşacak duvarlar yazgımızı
dilimize vurduğunuz kilitler dönecek devran misali
yakılacak birer birer portreleriniz
ranzaların kokusuna sinmiş kanımızla
yazılacak kansızlığınız
gülizar gülümseyecek mutlaka
çünkü bir gün henüz şafak doğmadan
yavrusundan kestiğiniz sütün hesabını
indirecek masanıza..!
sesinize avaz
pencerenize ayaz yağacak
yollar, kitaplar ya da gülizar
keyfekeder buruşturup sakladığınız infazları
affeder mi bilmem ama bilmelisiniz ki
hiçbir kalem affetmeyecek vicdansızlığınızı
belki tutuşacak etekleriniz yusuf yusuf
belki inançlı bir davanın tanıksız sanığı da olabilirsiniz.. kimbilir..?
ensenize inen bir dipçikte
on iki yaşınızla buluşma ihtimalinizi hiç düşündünüz mü
bileklerinize geçirilen bir kelepçe ya da gri prangalarca
ayaklarınızdan süründürülmenin
onurunuzu baskına uğratan o anlatılmaz sızısını
nereye ve nasıl gömeceğinize dair not aldınız mı
konuşamamanın, sarılamamanın ve düşünememenin
ahh bir de özleyememenin boşluğu şöyle dursun
giderek sıradan bir korkuluk olma isteğinizin bile duyulmadığı
diri ama ölü, canlı ama cansız, özgür ama tutsak
derken
insanlıktan çıkarılmanın o devasa hiçliğini
duyumsayabilmeyi hiç denediniz mi
daha önemlisi
bunca yoksayıldığınız zindan ya da sokakta
bunca lanetlenmenin ve ötekileştirilmenin
kuşları asla öldüremeyeceğini de hesaba katmanız gerek
ki sonrasında
belki sadece kendiniz ya da bir fotoğraf anlar sizi.. kimbilir ..?
bir gün uyanacak mevsimler yanılmak ve yakılmaksızın
yer mavi, gök kırmızı
dokuz metre karelik toprağın taa dibinden
haykıracak duvarlar yazgınızı
ismimiz muharrem olduğuna göre
cezanız taş olmalı..!
-"cehennem acı çektiğiniz yer değil, acı çektiğinizi kimsenin duymadığı yerdir"-
(şiire sesiyle can veren hasan yoldaşıma teşekkür ve sevgilerimle..)
5.0
100% (18)