28
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2022
Okunma

Dilime dolanan şarkı yalandır böylece
Gitme denilen yollar çoktan tüketilmiştir kuşatma bittiğinde
Sonra İstanbul için yazılmış şiirlerde yalandır
Yalandır iki ayağının olduğu aslında
Yürümedi hiçbir zaman ardım sıra
Yoksa ayaklanıp gelirdi başka bir semanın altına
Ya da hesap dürülür boğaz başka bir yere serilirdi
Nasıl olsa dere altı su yatağı
Her ırmak buluşur bir delta yuvarlağı
Dünya yuvarlaktı öyle değil mi?
Tepsiden kurtulalı olmuştu birkaç asır aslında
Ama sehpaya bırakılan bir filozofun beyninden
İlk yalan çıktı böylece dünya düzdür diye
İdam sehpası soğuk, dünya kilisede boğuk
Düzdür işte, yalan kadar düz
Gemiler hadi yolunu şaşır da karada yüz
İstanbul güçlüdür hemen gelmez dize
Padişah ağlatır, yalan söyler yinede
Yalandır her şey yani!
Duman sarması
İstanbul ayaklanması
Kalk İstanbul gel ardımdan
Ardım sıra adım yazılır adım adım
İstanbul adın, insandır her yanın
Cevaplar tavafta yedi tepe arası
Safa ile Merve savmış sırasını
Bir sübyana ram olur İstanbul her gece yarısı
Soru, sorgu bir de kurgu
Beynimin bana en ince oyunu bu
Sızar açık yaradan, sual olmaz hikmetinden yaradan
Şah damarım hayata küstü
Kalbim kan dolusu bastı küfrü
Rüyaydı gördüğüm kanser dün gece
Rüyaydı diyorum size
Sizler sabahı dürün yalan katlansın geceye
Dün gece deniz intihar etti kayalıklardan
Bedenim değil, dedim ya rüyaydı işte
Sizler sabahı dürün yalan katlansın geceye
Ve gece kavuşur sabaha
Tabutum görünür yollarda, yollar herkese mezar nasıl olsa
Yollarda beyazdı galiba, güvercinlerin inişi miydi yoksa?
İstanbul sende beyazdın hadi aldırma
Tek beyaz olmayan benim tenimmiş aslında
Yalan kadar siyahım ya ben
Yalan kadar üç yapraklılar içinde kararır ya yoncam
Sen lale sunarsın hayata
Bense sumak otu derim ekşimiş yaşamaya
Yalandan yaşaya yaşamım benim
Üç beş nefes alışı
Beş on kuruşu hayat kavgası
e.e...