12
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1714
Okunma
oysa vakit çoktu
yolcu yolun başında duruyordu
pranga misali zincir vurmuş gönlüm bendenime
ruhum sarmalasa da kendini
bendim yıkılır altında kalırım
hallaca bırakılmış pamuk misali savrulmaktayım
yere düşen beyaz kararmakta
siyah sadece gözlerimde oysa
tenimde saklanan sanrı bile olsa
bilmedi kendini her düş bozumuna gerçek dedi
saçıma düştü hasat mevsimi
bir bir omzumdan süzülerek yere eğildi
sonra vakit azaldı
yolcu hala durduğu yerde bekliyordu
yaş/l/anmış ben yüzüm kırışıklara boyun eğiyordu
elimse artık titremeye başlamıştı
taş plakları tutamıyordu
eskiden kalma şarkı neydi o
"hancı sen yolcu sen"
yol ben yolcu ısrarla gelmiyorum diyen
durduğu yerde önüne şafaklar seren
karanlıkmış umurunda mı
şafaktan sonra gece yırtılırmış farkında mı
bir loş ışıkmış o caddelerde yalnız kaldı
vakit bitti
yol kendini toplayıp gitti
sökükleri diken kimdi
hiç kopmayan ipi neydi
insanlar yollara düşerken ipi kopmuş itler gibi
gerçek köpekleri kim nasıl sakinleştirdi
son yolcu da kendini bilmediği için gelmedi
belki sığınacak bir yer arıyor şimdi
belki de boynuna geçmiş tasma
çalışıyor kuyruğunu yakalamaya
5.0
100% (1)