4
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1634
Okunma

Sızlanma lüksü olmayan yaralarımla
Bir sonraki sevişmeye niyet ettim
Sağımda araf
Solumda masumiyet…
I-
Bana bir kadeh gece doldur
Ki
Yudumladığım her töhmet damlasında
Utancım biraz daha yırtılsın
Zayıflayan bilincimin etek uçlarında bulduğum kendim
Binbir çeşit dilde sayıklıyor ten zaferlerimi
Gözlerimde karanlık iki dağ
Tüm ezberlerim topal
La!
Ölmüyorum!
Hayalinin birikintileri saçılıyor düşüncelerime
Dokunduğum her ten de
Daha da çıplak kalıyorum sevaplarımdan
Gittiğim yol uykuya kıvrılmıyor ne vakittir
Attığım tüm adımlar ise
Umut yalvaran kalpler çukuru
II-
Affet beni Tanrım!
Serafimler taşırken masumiyetimi
Tereddütsüz bağladım dilimi
Rıza göstermişken bir çift günaha
Sonum olsun istedim
Karşısında durduğum aynanın sırları
O vakitten beridir
Cümle başlarımda sürünen
Hıçkırıklarımı örseliyorum acımadan
Sadakatim üşüyor
Feminen cinnetlerimin ayazında
Kursağıma çöken her anıyı ellerimle devşiriyorum
Öfkeyle ve şehvetle
Sövüyorum sonra
Kalbime ilişmeye çalışan alevlerde nadasa çekilen ruhumla
Kelimelerimin mayası piç
III-
Bana bir kadeh gece doldur
Başka bir tenin takvimine göre yaşayan bedenimde
Tembihlenmiş rüzgarlar esiyorken
Hiçliğin kadife zevkinde dolaşan parmakuçlarım sarhoş olsun
Ay beyazlığı görünsün
Bedenimi örten bir avuç toprağın üstünde
Öylesine narin öylesine ketum olsun ki
İflah olmaz hırçınlığım doğsun
Safran gözlü kadınların ellerine
Çünkü
Birgün bana geleceğini biliyordum demişti Tanrıça
Bir gün sana geleceğimi bildiğim gibi demişti Tanrı!