4
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1376
Okunma
Sitabil zevkler köprüsünün zeminiydi
Hatıralarımın
Çetrefilli anlamlar doğuran aklımdan sıyrılıp düştüğü yer
İşte bu yüzden
Güvenli yolun bitişinde
Arsızlığın başlangıcına dönülen köşebaşında
Bir yalanın tortusunda yer bulma telaşında
Savaş çığırtkanlarımın kafilesi
Hiçliğin ülkesinde çürümeye yüz tutmuş anubis gibiyim
Doğumumu müjdeleyen bir kader henüz yazılmadı
Şirazesi kaymış güneş ısıtırken ödünç nefeslerimi
Tövbeler ekmeli bu fahişenin gırtlağına
Ve belki biraz da rüya öğretilmeli dedi
Yüzü peçeli gece katipleri
Zaman ölçeğimde bir tutam yaş
Paslı hayatların göbekbağından besleniyor
Zincirinden boşanmış kıyamet rüzgarlarında yıkanıyor
Eskimeyen tüm yalanlarım
Oysa ki
Üşüme lüksü yokken gökyüzümün
Kimbilir kaç gökgürültüsü eşliğinde ilahiler mırıldandım
İnzivaya çekilmiş kulaklara
Sevaplarımı delik deşik ederken bedenim biliyordum
İki ömrün bitişiğiydi
Çift mezarlı sandukaların içinde peydahlanan şehvetler
Yani diyorum ki (asıl mesele)
Ziftle sürmelenmiş bir çift lanetli gözün seyrettiği ufuktaki her günah
Çoktan takdir edildi bile…