kapının önünde oynaşan yolculuklar
en fazla üç gün sonra büyüyor nasıl olsa


.....



eski tren garının
yıkık dökük istasyonunda
unutkanlıklar arıyorum
yüzüme vuran tok sesli ayın gölgesi
yarım bir dokunuşla değiyor rayların parlak paslarına
elimi uzatsam
yani o zaman ki sallanan ellerin hatıralarına
ve bir çocuk tutsa ceketimin ucundan
sakin rüzgarın virajında saklansa topluca hayatlar
sonra
toplasam bir bir unutkanlıkları hiç başımı kaldırmadan


....


acıyor sanki bankların kırık yerleri
camların parçalanmış yerinden yağıyor kaburgalarım
duvarlar grilerin rutubetle konuştuğu resimler çiziyor
aklın son yerinde çalıyor düdük
ve duman asılarak havaya
tren uğurlanıyor tek kelime edilemeyen gecede


....



beni bağışla diyen bir yanılgı karşımda
sanki istasyon sahne
oyuncular eskilerde kalan anıların gölgeleri
beni bağışla
sonra susuyor ses
barışıyor kucaklama arası aşk
sessizlik dalıp gidiyor uzağın terk hüzünlerine
şarkısı yalnız adam bulutlardan arta kalan notaları döküyor kemandan


....


ağlamanın
o en buruk vakti gibi kadının gözleri
hayalin gerçek kısmında çalıyor beynimin utangaçlığını
sanki yıllar öncesinden bana aşık
gülümsemeyle uzatıyor yıldızlı bir gece
dona kalıyorum kırık bankın kenarında
uzanıyorum almak için
ve anlıyorum ki
sevdiği erkek arkamda ona koşuyor
yüreğindeki o ulaşılmaz umutla


....


tenha bir bilinmezlik gibiyim
aklım oyunlar oynuyor istasyonun eski kalabalığında
kalkıyorum uyduruk bir kasılmayla
özeti çıkarılmış şiirler dökülüyor kucağımdan
bırakıyorum olduğu gibi onları
adımlıyorum
artık kimselerin basmadığı tahtadan basamakları
içimde nöbetçi bir aşk
gözlerimde uykusuz ferfecir
ve her tanesi huzur veren yağmurla
kentin kapalı perdelerine doğru alıyorum yolu
ardımda sahici sevda kırıntıları
ıslak zemheri acılar
doğal gitmeler
ve kalan son tütün dumanlı öksürük
ağır sessizliğe gömüyorum
eski tren istasyonunu
uğruma kokan ıhlamur çiçekleri karşılıyor beni
yitirilmiş düşlerin bulvarında saçaklarda afiş afiş kış
sakince saklanıyorum
kentin gözlerinde yazan pankartın gözlerine

....

duyuyor/musun ben geldim...!