/Ya Rab!
İçime bir katre inşirah neş’esi bahşet/



Lâl olmuşum müzmin ağıtlarımın ayıp mahremlerinde
Kör muammâya tutuldum ateşten bir ummân içindeyim



Ebâbiller toplandı
Şeb-i tarın tenhâsında göç yorgunu gönlüm
Korunaksız bir acziyette hâl-i nihânım



Yoksun !
Bir ’vav’ kadar öksüzüm



Güneşi bir ikindiye terk ettim müptezelim yâdında
Ne kitap !
Ne hitap!
Sürç-ü lisânıma sığdıramadığım anlarda nasıl çaresiz kalıyorum bir bilsen !



Mahşer kalabalığı sanki yalnızlığım
Riyâsız müebbetlerde tevellüd bekleyen dualarım
Ve pervâsız iştiraklerde hevâ-i heveslerim
Gam diyârının mâverasına sürdüğüm
Mülhem bir takdisin içindeyim



Ey soluma düşen ince sızım !
Kays’ın her anında Leylâ’sını gördüğü
ve Yusuf’u kuyuya düşüren
tahayyülü zer bir sîret-i letâfette mükemmelliğin
Âşikar güzelliğin âsûde gecelere
Nasıl resmedeyim seni hoyrat aynalara söyle !
Girift ve keşmekeşler içindeyim



Sol yanımda yeminli bir Tûfân-ı Nûh’a gark olmuşum
Melâmî bir yangının zilzâl sarsıntılarındayım



Tarifi yok ah!
Bakışı âzâde ruhlara müstear tutkum
An be an ayın esmer sükûnetinde
Hiç bir harfi sensiz bir cümleye kurbân etmedim
Huzur veren visâlin kapladı âzâlarımı
Zikrinde uzuvlarım



Nûr-i Ayn kokusu sardı muhannet bakışlarımı
Seyyâl bir yalnızlığa terk ettim hercâi yanlarımı
Bağrıma bastığım mültecî sürgünlerde ahvâlim



Sanadır hicretim
Ben sana ensâr
Sana muhacirim