25
Yorum
42
Beğeni
5,0
Puan
1941
Okunma

Bendini yıkıp geçen ırmağım nicedir
utangaç, mağrur..bir kenara sızarım
Pişman olsam kaç yazar;
derdim yüce; nerelere sığarım...
Öyle bozgunum ki, geceden kalma
sabaha uzak ezgin bir türkü
Tükürür seni dilim vurduğunda saatler
çok beklemez, su diye geri içerim...
Üşür ıslığım zemheriden geçerken
ve büzüşür anılar gözümün pınarında
koca dağlar gibi devrilir baharlarım...
Yastığımda kıvrılan yenik düşlerim şimdi
kahırlı bir cuma ertesidir kıvranan yatağımda
Gözyaşıyla sulandı saksıdaki çiçekler
tohumunda saklanmış çocuksu ümitlerle
ucunda parmaklarımın
boşluğa yürümek zamanıdır ya hani..
Hani gelecekti mavilikler içinde
konacaktı avcuma umudun güvercini..
Koşar adım ölmektir yoksunluğun bir adı
vakti haram kılmaktır yapmacık gülüşlerde
yalan yanlış bir ömür, kerhen soluk almaktır..
Kuşluğunda sabahın koca bir çığ yangını
ellerim ıslak geçit töreni yalnızlığımın
ağlak ve muğlak terennümler dilimde
kırkyamalı bohçaya sarmaktayım aşkları..
Ruhumu gelin ettim telsiz duvaksız bugün;
geçmesinler kapımın eşiğinden!
Kanatarak geçmişi
ve kanırtarak dişlerimle olmazlığını
siliyorum yüzünü gerdeğimden...
.....
Özlem Tarhan Yağcıoğlu
Beş/Ocak/iki bin on dört
---Güne seçerek beni onurlandıran seçki kuruluna teşekkürlerimle...
5.0
100% (37)