Defâatle söylerim bunu
Eski tattır damağımızdaki
Ve buruk bir küf tadı
Dimağımızdaki bulûğ...
Kanı kanla yoğurmak âdettendir
Bilmez kimse nasıl bir soysuzluk bu
Unutmak diye bir sey var çünkü
Alışmak diye de bir zehir
Her gün yeniden dirilttiğimiz
Kapalı pencerelerin kör umutları
Sağaltırsa yarayı
Boşluk çıkar karşına gölgesiz
Ki sen inadına yürür, ölesiye büyürsün
Ayrık otu gibi kıraç toprakta...
Bir adım ötede
çocukluğun
Kirli bir mendil yatıyor tam şuranda
Gözlerinden ırak, ellerine bigâne
Ne dokunmuş ne de atabilmişsindir
Cebindeki boşluğu...
Böyle böyle geçer
zaman Yaşıyorum sanırsın yaş almadan
İçerinde hâki gömütler
Emer gözlerindeki zümrütü...
Özlem TARHAN
Mart/2018