0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1226
Okunma

Esmek zorunda mı bu rüzgar?
Kasım’dan sonra gelmek zorunda mı Aralık?
Yine tükenmek zorunda mı sinirlerim?
Mutlu etmiyor tanıdıklarım,
Karnımda taş oldu yaşadıklarım,
Ne ben liman oldum, ne göründü sığındıklarım.
Ölümü sevmiyorum, kendisini bilmiyorum,
Öldürecekse bir kere, tanışmak istemiyorum.
Çile insana göreyse, duymak mutlu eder,
Her sıcak çaydan sonra, soğuk ayrılık bekler.
Yine mi yaşanmak zorunda bu dejavu?
Hepsi utanmak için bir sebepler topluluğu mu?
Yine mi sen, soru sormak zorunda mıyım sana?
Türkler için kısa cümleler derler,
Arap görünmek zorunda mıyım sana?
Ey Allah’tan korkmaz, hangi insan bebek kaldı?
Sen Nuh’un gemisinden atladıkça, imdadına yetişen aynı saldı.
Kadınlar çabuk incinir, zannedersin yalnız güzel kızlar,
Bir an sevmesen annen incinir, sen incinirsin, içindeki çocuk ağlar.
Ya gitmek zorundasındır, ya kalmak insanlığa,
Kurumuş ağaçlar yakılmak zorunda mı,
Çok mu zor varmak bir karara?
Kasım’dan sonra fazla değil mi Aralık?
Her beyaz insanda olmak zorunda mı sarılık?
Palto giymek, şapka takmak örtmüyor kırgınlığımı,
Üzülürse üzülürüm, zemheri kırmak zorunda mı bacaklarımı?