12
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
2392
Okunma

Şehrimin mezarlığına sor beni
Çünkü ölüm en iyi başlangıç seçildi
Zira burada insan yok
İnsana ihtiyaçta yok
Dört yol ağzı bir kabristan
Bildiğinden çok bilmediğin
Yılaşırı bir duayla dile gelsen yeterdi
Baş göz üstüne öldüm ben
Üstü açık kaldı yaşanmışlığın
Bir karış sol omuz aşağı
Senin yerinede üşüdük
Üstümüze çekerken cehennemi
Ah! mahşerim
Bu kadar can olmayacaktın
Zikrime eklenirken
Ben sana gidiyorum dedim
Aşk alındı üstüne
Sana gitmek kalbe miraç lügatimce
Ya sence! Ya sen! Ya sen!
Yan/sızım, derde düşen solumdan
Biz vakaların en umutsuzuna aday
Parmak kaldır kul, Biriz de!
Ben bakmayı bilmediğin bir göz ucu
Sen yazgıma yön veren deniz kuşu
Kaç okyanus öteden gelmektesin
Kanatların aşkı terki diyar ettirir
Yoksa sen hayata bana ne deme şekli misin?
İçimde hayat bitersin tohum serpmeden
Ve her gören senin yerine rehin bilmiş bu köleyi
Senden gayrısına bir eyvallahım var
Öyleyse bütün zamanlara namzetsin
Bil ki bu sadece benim dengem
Sen terazide söylediğin değilsin
En heveslisinin bile
Boğazında kaldın aşk
Ki öyle cüretkârdın,
Öyle hayata kafa tutan,
Konuşturan, ayrıştıran
Küçücük mutluluklar için
Çok büyük laflar eden
İyi ki varsın gibisinden
Pek bi zahmet ettik
Layık değilsin yar’e
Yine rast gelemedik vesselam
Zaten hiç olmadığın yerden nasıl gidersin
Yani gitmediğin bir yerden dönülmez ki…
Oturup vazgeçtik bulduğumuz hayatları
Tekrar tekrar kaybetmekten
İki yaşam arafı aslımıza göçüyoruz
Sefer edilmemiş yalnızlıklarımıza istinaden
Kaç ömürde bir mutlu edersin
Kaç tutkuda bir tövbekâr
Kaç Leyla’dan bir Züleyha çıkar
Aşk için cenneti bedel gösteren
Kaç Yusuf kaç! elim sende
Yakup gömleğini bekler
Mademki sen bizden habersiz
Rüyamızı yormasan da oluruz
5.0
100% (28)