10
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1621
Okunma

"Burnumda yasak elma kokusu
Ellerim kan revan...
Ne sen sor ne ben konuşayım...
Bir şiirle savalım gitsin... "
Suya düştü gözlerim yıkanırken günahlar
Arınmak zor, durulmak kor bu demde
Ne bir düş, ne gülüş, ne sancısı Tanrının
Sadece gece, yalnızca tek hece "aşk"..!
Ki;
ne yaşlıydı evvelce gözlerimin kuyusu
ve kuytusu göğsümün ne de yaslıydı
Yaslanmıştı omzuma gözleri pır pır
solgun elleri yorgun bir genç kız
yüreği kıpır kıpır..
Ve
geceydi saçları dolanırken mehtaba
Deniz mahmur, hava mayhoş,
ıslak bir hülya düşüyor yere sarhoş...
Gel de görme, bilme gel de
Hadi kaldırma yerden insafın yoksa!
Açılır elleri goncadan, dilleri lal
Hüzne bulaşır sevda, azıcık daha baksa...
Hani
koşar ya toprak nereden aksa su
buluşur ya elleri saflığın huzmesinde
Sen ey insan! Satılmış vicdan!
Hangi deryaya, hangi ummana varsan
kir olur akıttığın, dert olur damıttığın
Yıkansan da en berrak suyunda yeryüzünün
zerresi temizlenmez günahların...
Zira;
süregelir bu döngü;
bu akla ziyan işkence, ömre zarar bu zulüm...
Nedir ki gammazlayan saflığı, temizliği
Kimdir dönen kavlinden...
Değil mi ki en nihayet
seni de bulacak ölüm!
Yani;
cümle figanın mahşer yeridir dünya...
Düşleridir sandıkta arta kalan umutlar
ki çentik çentik kazınmış gözlerine kızların...
Çocukların sancılı ellerinde
Bundandır işte sürüklenir uçurtmalar...
Özlem Tarhan Yağcıoğlu
Yirmi yedi kasım/2013
5.0
100% (21)