6
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
2153
Okunma

sessizce koynuma sakladığım bir kağıt parçasında saklı suretin......
şurada daha geçen asrın sonlarında
aynı düşlerin aynı çocukları olmaktı hayat
yüzüne parça parça düşerdi ya gün ışığının gizemleri
işte tamda o anın yakıştığı kadar yakışırdı aşk sana...........
neyi sakladık kendimizden
hangi zamanı öldürerek yok sayabildik
hiç tükenmeden koşar sandığımız neler düştü toprağa
ve sakıncalı acılar büyüttük
omzuma her başını dayadığın vaktin gece yarılarında..........
halbuki bir kurşun gibi ağırdı küstüğümüz anılar
kırılan birer dalgakıran kadar yitirilip yeniden geliyorduk aşka dair
suskundu her mevsimin ilk adım atışı
şehirden geçen yabancılar bile daha tanıdık bakardı en umulmadık acılara
ve son bir yağmurun ıslaklığında ağladım hatırladığım kadarıyla
sen en kuru yerinde hayatın başını gömerek batıl bir yastığa
zikirden karalar bağlıyor/dun tekil acılarına
ve ağır bir bakışla geçerdi geceler karnı şiş sancılar/da
kendine bırakılmış bir iki sevimli hayalde volta atardım çocuk düşlerimle.......
herkesin/ki kadar kırık bir yürekle çıktım gençliğin son akşamından
mevzuları karanlık isyanların aydınlığa çıkmasından yana çocuklara rastladım sonra
bir yanlarında tel örgülü bir şehir
öteki taraf/da en güzel macerasıyla hayat gizliydi
çok üstüme geldi aslında olmadık anılar
hiç hesap edemeden dayak yedim güzelim aşklardan
şarkılar söyledim hani belki gözleri güler diye sevgilinin
ama gözleri gülmesi için önce bir sevgilinin ruhu temiz olmalıymış bu öğrendim.
yani rüyada bile şaşırarak kalmaktı hayat dediğin
her ne kadar bulutlu yağmurlar taşısa/da iklimleri
teker teker öldürülüyordu sanki hayal dediklerini
cümleler odanın kuytusunda oynuyor olsa/da tozların çocuklarıyla
hayatı hem sevmek hem anlamak insanın çarpık ruhunu aşıyor gibi
şimdi ağır ve yıpratılmış bir sesle konuşacağım adı olan her/şeyle
aşka dair sustuk hayata dair susturulduk
artık kelimeleri tek tek uyandırma vaktidir.......
hayatı aşkla kavramak isterdim aşkı/da sevgilinin yüreğinde.....
5.0
100% (25)