7
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1800
Okunma
ağır metal yangınları
suyla sönmüyormuş öğrendim
tutup bir sabahı alnından öptüm sonra
o gün bu gündür geceyim..
ve bir yol ağzıyım ikilemde
çarpık kentleşmiş bir ağrı
düzenin değişmez akışında yorulan ırmak
kendi boyunu sorgulayan aynakırığı
ve bir hesaplaşmadan öte hiçbirşey değilken başka
şimdi hangi şiir tutup da
yol olabilirki bir aşka..
seni zamanın çok ötesine erteledim ben
faysız bir zeminde ışıktan aydın
kaygının yermediği bir dileyişte
şiiri yazılmamış bir sabaha erteledim
orda bir çocuğun saçlarını okşayacak ellerin
ki unutulmuş bir mevsimin çiçekleri renklenir
çatlamış toprağından bir pınar yükselir aşkın
ve acı, bir halka gibi dağılır suyun türküsünde
sen o saçı okşadığında..
ve karanlığın renkleri akar üzerinden
adaletle keselenirken riya.
/ihanet bu çağın vebası
ağır, hantal, ağrılı
ve yalnız o kullanabilir orda
ötenazi hakkını../
seni zamanın çok ötesine erteledim ben
kavuşmak o güne şiirle, düşle, gülüşle belki
çıkarsız bir umuda sarılıp da
dünyayı yeniden sevişimdi..
bilincin gökyüzünde ışıkla, aşkla
gülün çoğaldığı bir ülkesin şimdi..
v.aksal
5.0
100% (10)