8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1459
Okunma
Yaş atmışı devirince, geri kalan saniyelerin değerini daha iyi kavrıyor insan.
Birlikte daha pek çok soluk alıp verebilmemiz dileklerimle!
YAŞLILIK OLGUNLUKTUR
İnsan,
Dünyayla kucaklaştığı an,
Başlar bir yolculuğa nedenini sormadan.
Kanat çırpar bir bilinmeze doğru,
Alçalır, yükselir,
Süzülür bulutlar arasından.
Kim bilir kaç bahar görür,
Kaç tipiye yakalanır
Son limanda demir atmadan can.
İnsan,
Alıp verdiği her soluğun ardından
Değişir doğanın gizemli ellerinde
Ayırdına varmadan.
Şaşırıp sorar ah ederek, “ Ne zaman,
Nasıl döküldü dişlerim,
Saçlarım nasıl ağardı
Ufukta güneş doğmadan?”
İnsan,
Gözlerini açtığı ilk an,
Bilse ki pamuk ipliğiyle bağlı bedene can,
Olur mu hiç kavga, kin, yalan, dolan?
Dert değil bükülmesi bellerin,
Dizlerin titremesi doğal.
Yeter ki düşülmesin toprağa olgunlaşmadan.
Yoksa, olgunlaşan elbette bir gün kopacak daldan.
İnsan,
Asla korkmamalı yaşlanmaktan
İnsanca yararlanıyorsa akıp giden yıllardan.
Gelindi, gidilecek. Başka yolu yok.
Ancak son gonk vurmadan yapılacak şey çok:
Diyorsak ki güzel şeyler söylensin arkamızdan
Başımızdaki taşın gölgesine sığınmadan,
Korkmalıyız o zaman sevgiyi unutmaktan,
Ya da iyiyi, doğruyu, güzeli görmekte geç kalmaktan.
20 MART 2003
GÜNAY SARAÇ