5
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1655
Okunma

toprak ana hadi aç kucağını birazdan çocukların yağacak.....
iğde kokularını mavi akşamlar yurdundaki kadınlardan getirdim
otların üzerine dikilen şerefsiz apartmanların aralarından sıyrılarak
paltomun iç cebinde sakladığım aşkı
yüreğimin kaldırımında
elini tutarak sana geldim.....hoş/bulduk...................
çakmağın mavimsi ateşi ucu peşin hükümlü sigarayı döllüyor
birazdan duman doğacak ardından öksürüklü bir aşk kapıyı çalacak
sonra duvarın dibinde açan mavi karışacak avucunun rahmine......
bahçenin avlusunda çocuksu bir geceyle karşıla beni
gözlerinde bin yıl önce yazılan anonim bir türkü
sol yanında Araf rüzgarlı bir yağmurla bekle
karmaşık dizayn eserek/li bir düş saklansın ortancanın saçlarına
ben üzerimde kayıp kentin kokusuyla ayaklarının sarkaç/larına kapanayım...
karabasan sokağın boş yalnızlığında ustaca kaplarken havayı
ben ağır bir yorgunluğun esnemesini çağırarak gireyim kapıdan
sırtımın orta yerine kümelenmiş ağrıların ahı düşerken dilimden
karşımda duran bir ayağı kırık salıncakta oturayım
sen sadece konuş sadece kelimeler sarkıt kulaklarımın şehrine.........
eski radyonun gıcırtılı düğmesini çevirerek çalacak birazdan şarkı
yasak tonlu bir şarkıcının sesinden dökülecek yetim mısralar
hani sabahın dördünde sürgüne gönderilen şarkıcının adı okunacak
kibirli çatal bıçak fırlatan zifiri elleri kimse anımsamayacak
hep ölümden sonra diriltilen sanatçılar gibi yaşayacak
etrafı kirli insanlar dünyasında............
ağrıma giden ruhlar var sevgili
hiçbir ayrıntının sevdasını sulamayan
kasvetli gözler var
ağrıma gidiyor düşlerin tutsak ezgileri
bakarsan hür görünüyor köşe yazılarında ahkam kesmek
kimilerini peygamber ilan edip görmemezliğe yatmak
ağrıma dokunuyor gülümseyen çocukların ölüleri sevgili
başımda yaralı bir turna semahı
kaybolup gidiyorum çoğu/kez mahkum düşüncelerde.............
ne zaman eğildi odanın duvar içindeki çatlak
dümdüz akıp gidiyordu
yanındaki anlamını yitirmiş resim çarpık duruyor
vazodan eksik kalmayan ağlak çiçekler suretsiz
ve paramparça aşk seni bana keskinli/yor......
şimdi karşımda Cudi/den akan bir ırmak gibi duruyorsun
aklımın kuralsız tapınmasında tapınırken sana
şimdi karşımda bir tanrıçadan bakıyorsun
bak pencerenin dışında saçlarını papatya bir gece bekliyor
ve saatin her sağa kayışı kayıp
buruk bir aşkın rıhtımında keman sesi olup kaybolma vaktidir........
toprağın yağmurlu zamanında sevdim ve kokusunda buldum seni...
merhaba aşk merhaba........
5.0
100% (19)