0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1126
Okunma
Güneşten bahsediyorlar. Mevsimlerden rahatsız oluyorlar, uslanmıyorlar. İşlerden atılıyorlar, işlere giriyorlar. Paralar geliyor, paralar bitiyor. Saygı duyulan tek şey saygının kendilerine karşı olması gerekliliğiyle böbürleniyorlar. Gereklilik ölü bir dinozorun yıllardır tamamlanmamış iskeletine benziyor.
Böyle zamanlarda çingeneler uyuşturucu satıcıları,
zevkle sulanan dişlerin arasında esnaf siftahı aşk dedikleri
hep bir başkasına ait, bir başkasının gülü
koklanarak solan meydan çiçeği elleri kadınlar
nasıl da zulüm ediyorlar.
İmtiyazsız herkes aynı perdenin bayat esprisi
ben tornanın talaşı
sen hiç olmayacaksın bir şey
deniz kumu, çimento, dolgular ve şeytanlar
kuvvetle masumiyetten dahi azar işitecek bu saygı
düşünce herkes vurur aga, herkes senin düşmeni bekliyor sanma
onlar kendi ayaklarıyla vuruyorlar tohumlara
saygısız, çin işkencesi gönüllerinde akıl yoksun haktan
hüznün prensesi saçların arkasında yazıyor ’uzun matem’
geceleyin ses çıkartan köpeklere ait
bu teskini güç sis ve yağmur
ıslanın çırpınmıyor insan kalbi
yanınca yalnız
Gözler lütfen diyorlar, içeri, biraz daha içeri. Sonra ağaçlardan da bahsedebilirler. Onlar rahatsız oluyorlar. Varlığından, varlıklardan, varlığın var edilişine eyvahlar gömenlerden... Biliyoruz biz kelebeklerdir tez uçan ahrete, tez kavuşan O’na. Şimdi erken demek masum esneyişlerden bile uzakta, sinir küpü tüm bardaklar.
Kahrediyoruz.
sabretmenin izi çoktan kaybolmuş yollarda
eskiler anlatıyorlar, eskiler biliyorlar, eskilerden dinlemeli ama basmamalı
unutulmuş geçilen toprakların adı dahi
hiçbir rüzgar rahatlatmıyor içimi üşütmekten başka
bir çocuğu taşımak gibi, elinden tutmak
tutunun direklere, uzatsın bezlerini
çığırışın elleri kadar damarlı yüzleriyle sebepler
ne kadar mesut yola çıkacak bir kutu kibrit
somun ekmek, iki tane sıcak kestane, çekirdeksiz üzüm
yoğurduna dalan gözleriyle ak kaşık süt
maya tutmaktan aciz gönlü sevgilerle eş değer, acı
son da, sonunda aynı kelimelerden çözülüyor ipliği yamaların
az biraz uykuya secde edip
tamamen uzaklaşıyor sahilden gemi
hiç bekleyeni kalmadığına nasıl da inanmış
nasıl da vefasız doğduğu ters hanenin buğdayına
Nihayet her şey gibi, bitiyor. Koku gidiyor, izler kapanıyor ama acı kalp atışlarına yayılıp varlığını devam ettiriyor. Eşkıyaların ihsanı oluyor dudaktan hücre hücre öpmek demir bilekleri. Kopya çekiyor yarınlar dünlerden. Ne çok üzgün ve de ne çok yalan!
5.0
100% (2)