hiç geçmişinle yüzleşmek istedin mi
arası çatlak bir sessizlik sonrası
alacaklı olan konuştu
hey sen
baharın sözcüsü
şimdilerde aşk kaç paradır senin cebinde
cazgır dedi ki
dedi ki on dördünde

geniş ve yayvan kap güneşe durdu
sarı kalaylı ihtiyar bakır
ayak uçları siyah binlerce gel git
hadi düş artık çığlığımın içinden
yumuşak karnını ısınmış betona saran kediler
kedicikler
neden aldırış etmediler bu işe
yoksa bu gün
burada yaşayan kimse yok mu
kimse yok mu
deprem yankılı bu sesi söylemek istemiyordum
uyanıp aniden
bana öyle davranacağınızı bilseydim
silerdim yazgımı bağırmadan evvel

seken lastiğin yumuşak dişleri
havası geçmiş bir rıhtıma dayandı
beni de alacaklar mı oyunlarına
beni de
seni de

ama ne olur
bana serseri deme

öylesine çok kaçtım ki bulutların rengine
yağmurların genişlediği gürültülerde
ve çarpıp dağılan damlaların hafifleyen sesinde
san ki sen yoktun
gülerek geçtim yaşananlardan
sanki sen yoktun

büyütme diyorsun
rüya
alt tarafı beş on liralık bir rüya
birleştirirsen on beş eder
ikiye katlar san otuz
al benden de bir

zaten şimdilerde aşk
o kadar bile değil.