6
Yorum
18
Beğeni
4,9
Puan
2172
Okunma

bulutlar yarıya indirilir her yağmurlu çocuk öldüğünde......
tuhaf bir rastlantıda susarak selamlaşır ruhlar
kaygılı bir iki kelimenin tükendiği bakışmada
dudaklara hazin bir gülümseyiş oturur ansızın
tanıdık harfler geçer beynin düzleminden
bazen hemen o anki adresin korkusuna kapılır bir taraf
bazende cesaretli bir şarkı geçer o kısacık vaktin dilinden....
yağmurlu çocuk konuşkan bir rüzgarı anımsatır
karşısındaki yel değirmeni kavrar onun ıslaklığını
eski bir megafon durur rastlantının anılarında
bir taraf anımsar ve uzatır elini karşısındaki ruhun eline
mevsimin ne olduğu saatin kaça kurulduğu
ve yanlarındaki hayatın nasıl akışkan olduğu muammadır
sanki zaman onlara tarifi yaşam olan bir aşk sunar
ölümcül yalnızlıklardan arta kalan bir düş anlatır
pembe panjurlu genç kız sevdaları sürüklenir gökyüzünde
bahara koparılmış cemreler yıkılır sohbetin ezgisine
kısacık bir rastlantıda susarak büyüyen ruhlar
aynı yöne dönen yapraklara bakarlar arsız hayalleriyle
perdeler örtülmeye kapılar kitlenmeye
şehir yavaşça entrikalı bir zamana uymaya hazırlanırken
ruhlardan birinin aklına düşer korku
ve karşısındaki ruha yalnızlığın acısını verir susarak
bağışla beni bir rastlantının olur olmaz yerinde buldum seni
kirli bir kabusun olmayan sesinde ayaklandım
içi boş bir yolun saklı kaldırımından yürüyerek
buraya tamda senin ruhuna çıka/geldim
ıhlamurlar erken kuruyor benim şarkılarımda
tenha vardiyalı yalnızlıklar hep kırılıyor yüreğimde
bağışla beni hayalet bir resimden sisli bir anıyla geldim
sesime bir harf takarak bağışla beni....
geldin sen geldin hiç beklemediğim bir bulut gölgesinde
aralıklı yağan yıldızların kaldırımında buldun beni
yağmurlu çocuk öldüğünde hatırladım bizi
sonra bir pankartın renklerinde avaz oldu rastlantıda temmuz
sustuk geldik toprak yolun eski haline
ve demli bir çay özlemi serildi aramıza
biz yudumladık akşam üstü aşkını bu şehrin yamacında....
ne güzelsin sen hey rastlantı.......
5.0
95% (18)
4.0
5% (1)