5
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
2441
Okunma

doğdukları yerlerde tel örgülü sınırlar çizerler.....
anamın tek gördüğü deniz eşarbının deseninde dalgalanır
ardına kadar açık çıplak sevdalar yoktur oralarda
köz acısında sıvanan seherler uğrar toprak damlara
hantal mevsimler geçer göçerlerin turnaların/dan
çocuklar aşiret duruluğu kavgalar saklar oyuncak düşlerde
ve kimselerin görmediği antik ışıklar dirilir iki ucu sır ırmaklarda.....
dualar ezberlenir yoksul gece siyahında
kimliksiz kalan ırklar konuşurken ağlar çarpık lisanlarda
kadınlar bacaklarının arasından çığlıklar açarken
insan yerine adımlamak ister saçlarının coğrafyasında
dağlarda rehin tutulan bir kardelen anlatılır
renklerinde ahu sevmeler beslerken
ceylanların sekmelerin/de yaralanır özlemleri
kanayan hikayeler suskunca serilir iklimlere
incecik aşklar büyütülür körpe aklın şehirlerinde
yolcular geçer İncil/den Zebur güncelere
Süryani bölüşmeler yine bir toprak olur aklın gözlerinde
tutkun Tevratlar yanar tanrının ağacında
Kuran söyler bölüşülmüş hayatların iksirde/ki duygularını..
ve bir bütün halinde sınırlar ezberlenir ağaç kökü yaşamlarda
gecesi eflatun sabahı kenger yalnızlıklar yakılır
düş kurmak öylesine suskun öylesine utangaçtır
geriye kurşun ağırlığı hüzün kanadında baygın insanlık kalır....
doğdukları yerin küskün insanlarına.....
5.0
100% (17)