7
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1981
Okunma

ve gelincikler düşerken suların camına ben hep yıldızlar besledim sana...
uzak toprak yolun üzerinde hanımeli akşamlar ayıklıyorum
yüzümün yarısına düşen ağır gölge
ve kırık bir dalla dokunuyorum yeşil düşler vadisine..........
içime akşam üstü ırmakları toplanırken
sen eğilerek saçlarını tarıyorsun bir yıldızın çocuk düşmesinde
kanatlı atlar severken gökyüzünün patikasını
ıslak bir hevesle saklanıyorum kirpiklerinin kitap ayracı yerine.....
duvar dibi yosunu merhaba, alıkoyuyor ruhumu
ertesi kıyılı resimler olan bulutlar yıkılıyor eflatun yüreğime
yine sana barınırken kimsesiz kayboluşlarım
birden senin dudak izindeki sıcakta kalabalık bir şehir oluyorum......
gecenin kıpırtısında geliyorum ayaklarının yalnızlığına....
tahtadan basamaklar sokağın sesinde karşılıyor beni
eğri şarkılar ıslatırken kaldırımın melodisini
Olimpos kalıntısı aşk vuruyor eski bir roman içinde karaya
ve basarak yerin coğrafyasına buluyorum tarih içinde seni.....
hani caddeler uzadıkça büyür ya hayaller
işte tam oranın konuşkan umudunda düşlüyorum seni
yağmur dolusu sevinçler cebimde
hiç bilmediğim iklimlere sara sara beşinci bir mevsimde seviyorum seni...
serseri geceler voltalarken arka mahallelerin yitik aşklarını
koynuna kuşları doldurmuş bir kadın aralıyor karanlığın kapısını
loş ışıktan sevişmeler ayrıntısız koparken tenin gözlerinde
yinede fular takmış bir rüzgar gelip yalıyor pencerenin pervazını.....
şimdi bana rüyalar biçer/misin alize gecelerde....
ve sonrası kitaplar durur sehpanın soğuk cam yüzünde
küle değen grilik tonu ağır bir koku verir ve düşer resimdeki dalga
avucuma sıkışmış ekmek buğusunda özlerim seni sonra
eski bir hüzün aralığında buse/li bir yakınlaşma olur gece vazoda
sonrası yolculuklar açılır yelken sağanağında
ve ben sana vurulurum yine hiç seni tanımamış gibi bir anda....
karşımdasın sıcak bir kış gibi.....dip not senin gülümseyişinde saklı....
5.0
100% (11)