12
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
2313
Okunma

Kendimce bir dünyam vardı
Düşlerim en büyük zenginliğim
Servetim kırmızı felhan topraklar kadar
Zeytin ağaçlarını, papatyaları
Başak ve mısır tarlalarını
Ben dikmiş ben ekmiştim sanki
Parmaklarımla çizerdim gökkuşağını
Bostanlarda fışkıran cennetten ırmaklar vardı
Şimdi ant içmiş anlatmaya
Yüreğimden dört vakit, yalancı mevsimlerden
Damla damla süzülen anılar
Güzelliğinden,
Bağ yapraklarının ardına saklarındı utangaç üzüm salkımları
Masum görünürdü üzerinde, dikeni karnında bal vermeyen arılar
Kıraç topraklar, taşlarla dikenlerle süslenirdi
Kutsal mesleğin,
Yalancı çoban memurları güdermiş içinde koyunları kuzuları
O da güzeldi bir vakitler
Patikalar siyaha boyanalı
Gurbet ortasında hep sırtımdan vuralı
Bir ucu hasret, oltasında kancalar boğazıma varalı
Kızıl güneşin feryadıymış, kırlangıç çığlıkları
Oysa ne hoş ayrılması vardı bir zamanlar
Meğer ne çok acılar sa(k)planırmış ufukta, uzaklığı iki frekans arası
Acı denen bir gerçek varmış
Ölümün sessizliği kadar derin
Kısık bir hıçkırık, bir damla gözyaşıyla, gitti dünyamın yarısı
Kalan düşlerimden diğer yarısı yamalı.
28.09.2013
5.0
100% (40)