10
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
3560
Okunma

Hangimiz acıları yazmak ister ki
Gerçeklerin desenli cümlelerle savaşında
Topal kalan süslü tümceler
Oysa biz sevdiğimizle bir sıcak çorba içtiğimizde mutlu olanlardanız
Belki acizliğimizden, belki bilmediğimizden
Tutsak olduğumuz bu kısır döngüde
Günlerin 24’e, haftaların 7’ye bölündüğü de yalan
Acı diye sarıldığımız aslında sabır denen ibadettir
Ekime sorsan mesela bana en uzak Eylül der
Kasımın bulanık belirsizliğinde
Hayat sadece ömür denen koca bir hayalden ibarettir
Bir ömrü feda etmek öyle o kadar kolay değil
Görmek için insanların
Canını bile vereceği terkedilmiş bir şehir
Evi, arabası, maaşı
Yükü hafif sanırdı görenler
Oysa heybede binlerce süslü hayaller
Kutsal olan nerdeyse hiçbir yer kalmamıştı dua edilmedik
Ravzası, kâbesi, Arafatı, Medinesi
Eksik kalan tek Nur dağıydı belki
Aşk içten o kadar kutsalmış ki
O da beni görmeden şiirlerde yazıldı
Hatta ve hatta yazılacaklar kalbe sızar önceden hissedilirdi
Rabbim dedim ben dayanamam
Olmayacak bir şeyin peşinden koşturma beni
Dua dedim ibadet dedim
Hiçbir şeye bu kadar inanmamıştım
Şimdi hangi dua sarar yaralarımı?
Hangi şiir teselli verir bu sancılarıma?
Sebebini hiç bilmediğim bir inat uğruna
Dünyam yıkıldı, hayallerim altında ezildim
Oysa gel desen
Bir gel deseydin
ALLAHIMA KİTABIMA
Binlerce kilometreyi yaya bile yürümez miydim?
Feda etmez miydim bir kere görmek için ömrümü?
Şimdi mutlu ol!
Dayanabildiği yere kadar sızlasın dursun yüreğim.
25.10.2013
5.0
100% (35)