1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
815
Okunma

Hatırladıklarımı çiziyorsun
Beni mesela
O uzun dönemeçli yolların
Ardında bıraktığımız ulu çınarların
Karanlık bir tılsımla dans edişini...
Sonra usulca sesleniyorsun
Duymak istediklerim aklına geliyor
Seviyorum diyorsun ağlıyorsun
Biliyorum korkularını da yenemiyorsun
Kırmızı kelebekler ateşle oynuyor
Ellerin yandıkça çekiliyorsun
Bir kuytu köşede benim geldiğimi
Ellerini tutup cennetime aldığımı
Sayıklıyorsun
Yaptığın tek şey bu aslında
Olmayınca olmuyor biliyorsun
Ruhuna bir karanfil mi lale mi gerek ?
Yoksa cenazeni kim kaldıracak bilmiyorum
Ama kaybeden birini aramaktan da yorgun düşmüşsün
Kaybolduğun çemberin daralıp seni yakalamasını
Girdiğin ızdırap dolu dehlizden sıyrılmayı
Ve bir kaç tomurcuk ile dünyayı öpmeyi
Ne çok istiyorsun
Islandığını duydum gökkuşağına bakarken
Sonra şarap istemiş elindeki kadeh
Biraz mutsuzmuşuz huzursuzmuşuz
Öyle her duygusal sahneye ağlamadan
Birilerini kaderle yargılamadan
Bir kaç sigara yakmıyormuşuz
Acı veriyorsa rüyan uyanabilirsin
Anlattıklarımı sil gitsin
Göz yaşınla ıslattığın kaderi temizlersin
Ömrünü harcamadan evvel
Ömrüne ömür katabilirsin
Benden başkasını sevdiğin gibi
Yine yalan söyleyebilirsin
Kırılır kalem mürekkebin adı sen olunca
Söz tutsak ömür boyunca
Sen gelince aklıma
Kafiye dilimi öpüyor
Şiirimin tadı kaçıyor
Darmadağın ettiğin bir ömrün
Tertipli şairiyim ben...
Ne acın varsa gör...