5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
2129
Okunma

....ve tanrı, sessizce çekip gitti bir geceyarısı
ilkin ince bir özgürlük tutuştu,
kıvılcımında büyük ümitler..
isyankar ruhunun şaha kalkışı,
hücre duvarına kazınan cümlede saklı;
"akşam erken iner mahpushaneye"
otuzbeş çığlık kusmuştu ayaklarından asılarak
dili cehennem, gözleri yeşile gurbet
yazılmıştı bir kere günah hanesine..
ve tanrı, sessizce çekip gitti bir geceyarısı
gece, duvar ve kalem kan ağladı
mazlum ise çelikten kararlı bir sesle,
karanlığın dipsiz kuyusuna haykırdı;
"o ateş ben olacağım, ben.."
kibrit çöpü bir an için titredi ellerinde
oysa yüreği,
kıyıya vurdukça yükselen dalga misali
yaktı ikincisini..
ve mazlum, zulme fısıldadı dişlerini sıkarak
"senden korkmuyorum!"
zulüm, zalim ve karanlık irkildi an be an;
"ya bu ateş çoğalırsa, ya meşale olup bizi yakarsa..."
dinlemedi mazlum,
aksine alevi biraz daha yüzüne yaklaştırdı.
şimdi akıp gidiyordu memleket gözlerinden;
devrim harfi harfine ışıldıyordu sokaklarda
dükkanlar, evler, yollar,
gelincik tarlaları ve başaklar..
yedi renkli bir şiirden diğerine atlıyordu hayat..
bi vakit, halay başını çeken yalnızlığın elini avuçladı
başkaldıran, bir babanın ta kendisiydi
ve bir anne ocağından tütüyordu sevgi.
vicdan yeniden kurdu sofrasını
öksüze, yetime ve derin hayallerine..
mazlum, bir süreliğine yumdu gözlerini,
uyanmak istemedi kabusa..
oysa
insanlığı alt-üst eden o iğrenç sesiyle
işte yine karşısındaydı zalim.
başını hafifçe kaldırıp,
zalimin sinsi bakışına dikti gözlerini;
vicdan aradı ama ses yoktu
yürek aradı ama insan yoktu
sustu, sustu
ve içinde kopan fırtınaların tüm gücüyle
gülümsedi zalime..
zalim şaşkın, karanlık ödlek
ve zulüm, apansız gelen bu gülüşle terketti koğuşu.
bir yönüyle yumuşak,
bir yönüyle de çok keskin ve coşkulu mazlum ise,
söz verdiği gibi;
ilkin ateş oldu karanlığa, sonra meşale......
-hayat çoğu kez mazlumca yol alır; bir yönüyle kırılgan,
diğeriyle alabildiğine keskin ve coşkulu-
5.0
100% (16)