9
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1365
Okunma

Sen;
Utanmasız gökkuşağının renklerini koynuna doldurup
olanca karanlığı üstüme sürüp kaçan...
Sen;
Her geliyorum dediğinde ıslak ayaklarınla
gönlümün sıcak kumlarına usulca iz bırakıp kaçan...
Sen;
ne var ne yok ucuza kapatıp tüm duyguları
toplayabildiğin kadarını en yakın pazarda
satma çabasında olan adam
sen, utanmaz gönül taciri.
Bak asılı kaldı hüzün
sonbaharın ilk sararan yapraklarına
soğuk esen rüzgarlarda
dökülürken gönlümün darmadağın sokaklarına
çekil kenara ıslatmasın seni yağmurlarım.
Üşümeyi sevmezsin sen bilirim
ki en çok yangın yeridir mabedin
oralarda kılarsın cenaze namazını gömdüklerinin.
Kuru bir dalgınlık var üstümde
ben ki denizlerin ıslak gözlerinde can bulurdum
en çok sahil kenarlarının içine gömülü duran
kayıkların diplerinde sabahlardı gönlüm
sabah olmadan önceki o alaca karanlıkta
huzuru yakalardım kendi benliğimi vurmadan önce
seni tanımadan çok çok önce.
Daha ilk sesini duyduğumda paslı kulaklarımda
öldürmem lazımdı halbu ki
sen doğamadan içimde kalbimin kapılarını sıkıca kapatmalı
kürtaj masasına korkmadan yatıp
sana dolanmış kordonlarımı teker teker kestirip
daha oracıkta öldürmeliydim seni yasaklara kanmayıp.
Derler ya anadır her doğuran varlık
kaç kere doğurduğuma bakma sakın
her aşk hayırlı çıkmıyor ne yazık..
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (12)