Gözlerinde sabahın ışıklı yüzü
boynu gelecek kaygısıyla bir aşağı bir yukarı sallanır
eski iskarpinler gençliğinin eskisi
sırtında çoluk
çocuk kaygısı
yürü be adam kim tutar seni
Kamyon yükü geçmiş
namus belası değil
geçinmek belası zor
zamanların
her gün içinde bir ihtilal
değişmiyor yazgı
ha mermi sıkmışlar
ha sıkmamışlar
ölüyor gençlik diyorsun
Sazı tutan ellerin yüzsüz
gülüşsüz....
Şimdi
geride bıraktığın zalim ayrılık
vurgun yemiş yürekler
titriyor sabahın nankör aydınlığına
ne gerek vardı
bugün de olmasaydı sabah
bugün de
güneş sarı ışıklar yerine
siyahı elbiseler giyinseydi
süzülseydi salına salına kara toprağa
ve sen koca yürek
usulca başımı okşasaydın yine
ölmek sorun değil de öbür tarafta ne var
deyişin kulağımda bir yas
usulca bırakırken seni toprağın kollarına
utanmadan kıskanmadan
ağlıyor
çocukluğun
gün görmemiş hayallerin ıpıslak....
Geçer
dostların dudakları konuşur sessizce
bilirsin
her yürek bu acıyı takmıştır göğsüne
eski veya yeni ne fark eder
buz olur çiğ tanesi düşer yanağa
akar çeneme
akar boynuma
Süzülür ayrılığın kahrolası ayaklarına
kahrol olum
bir daha kapıma uğrama.....
Ayvazım DENİZ