6
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2262
Okunma
Bach, bak ağlıyor yine
Ama ben yine de lehimliyorum kopuk notalarımı
Ve kopuk kopuk notlarımı senin sırtına yapıştırıyorum
Arkanı dönsen dahi bana, okuyayım içimi ve hatta içini
Suratsız yazgım yine bir mazeret peşinde
Bazen makbulü bu , müstahaklar zamanımda
Ruhuma yapın tüm bağışlarınızı
Bağışladıklarınız geçmez zaten bende
Eser miktarda kafiriz, zaten
Bülbül gibi ötüyorum cüretkar itiraflarınıza
Ve kimi zaman çok acıkıyorum tanışmalarımıza
Aç karnıma dikiyorum kalbini bu şiire
Anlatırlar yeri geldiğinde aşık olduklarım
Ben çocukken firkete diyemezmişim hiç
Firkete
Firkete
Nasıl bir hırs bilemezsiniz o günlerden sonra
Azimliydim, bir gün tutturacaktım
Gölün suyuyla, göğün suyunu tutturacaktım birbirine
Diyemediğim o günlerin çocuksu kahrıyla
Göz hakkı kalmasın, sen de al şiirden bir parça
Sen de, sen de, sen de, ama sen alma!
Sen dur sen, gözaltı süren bitmedi senin daha yazacaklarımda
Düşlerinde öpülmemiş yerleri görmek isterdim sadece
Ne anlamlı bir ziyaret olurdu, beklenmedik bir dudak misafirliği
Ben, senin koyacağın her noktaya kefilim bu noktada
Ki biliyorsun ben hastayım, çok hastayım doğana
Doktorlar filmimi çekti, yine artist olamadım sana
Umudumu kesmiyorum, çünkü kesecek bir yer dahi kalmadı
Peki, tamam, sen de göreceksin ki günlerimin birinde
Ben düşlerimde çok horlarım
O vakit uyutmam o tarlalarda hiçbir başak tanesini
Pespembe bir nadas zamanı diyelim biz buna
O yüzden hiç üzülmeyelim, kuruyacağını bilsek de ektiğimiz o cümlelerin
Ha, bir de,
Ben çocukken hiç firkete diyemezmişim,
O gün bu gündür dikiyorum işte, üstüme olan sen’leri…
Oktay Coşar
5.0
100% (9)