8
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1704
Okunma

Karanlık tokat vurur şehre
uyanır birden yalnızlık
öyle bir çöker ki üstüme
sanki karanlık içinde karanlık
eli cebinde zaman, ıslık çalar rüzgarla beraber
dalına tutunmuş yaprağın
mezar başında içlenen çocuğun
yol gözleyen anaların
ağaçlarda ezik, kazılı harflerin
yüreği elinde aşıkların, tükendiğinden habersiz
özlemin gölgelerden perde çeker duvarlara
sensizliğin acısı, içimde yokluğunun sancısı
bilirim,
ses etsem yıkılacak oda üstüme
yağmayan yağmurları giyinmiş durur
sabahları gökyüzünde
sevda yolunda tek bir haram lokma yememiş
ellerim yokuş olur ettiğim dualara
boğazımda vuslatın kancası
bilirim,
ağlasam oda düşecek ne varsa onunla beraber
beyazdan artık siyaha çalan ateşlerin üstüne
ama hangisi diğerini yakar
işte onu bilemem sevgili
sevgili
sen gözlerindeki o hiç sönmeyen parıltıyla bir dilek tut
ısmarla sonra
hani dualarının o hep kabul olan yanıyla
bir tek ortak noktamız diye sevdiğim
bir de yıldız yıldız yüzünü çizdiğim, gökyüzüne
ben anlarım sevgili
gözünden düşen bir damla yaştır o an
yüreğim gibi, geçtiği yeri çizen bir yıldız kaydığında
yüzümü görmedin diye hiç üzülme
sesimi sadece şarkılarda duyuyorsun diye hiç
üzülen bir çocuk görürsen, merhaba de
sevinse ya da üzülse
bilki işte benim sesimdir o an
gözlerindeki o parıltı gibi sana baktığında
sevgili
buraya yağmur yağmıyor artık
sizin oralara yağarsa eğer
şemsiyeni almadan çık dışarı
üzerine düşen her damla hasretimdir
anlat beni yürürken
üşürken, özlemini hasretini
arada şarkımızla
yürüyemediğimiz sahillere
yüreğine, kıyaya vuran dalgalara
eğer yağmurlar durmaz karışırsa gözyaşınla beraber
sende bil sevgili
yıkılsa bile ne varsa yukarıda üzerime
benim gözümden de düşen bir damla yaştır o an.
17.08.2013
5.0
100% (28)