1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1482
Okunma
Anımsamamı isteme,
öyle bir ülke yoktu.
Ölesiye yaşanan aşklar da…
Göğsümüzü; acıtan esintilerine açtığımız,
akşamlarına dalıp dalıp gidilen,
sabahlarına vurgun,
içinden geçtiğimiz mevsimler yoktu.
Sen yoktun...
Anımsamamı isteme,
aklımızdan önde giden adımlarımızı.
Mühürsüz tutanaklarda saklı kalsın
cadde adları, sokak numaraları.
Anımsamamı isteme,
anılarını lekeleyen bu kenti
ezikliğin aynasında.
Yenilmişlerin ezgilerine tükürüyor
yeşil kertenkeleler.
Hatırlanmıyor
ürkek bir kuşun kanadında
gecikmiş rüzgârların getirdiği
unutulmuş isimler.
Nasıl da özlüyorum
ansızın karşıma çıkışlarını,
mahsun bir gülümseyiş gibi…
Eski bir hikâye, batıl bir inanış belki
Düşlerimde görüyorum kalbinin limanlarını.
Siyah korsan bayrağı çekmiş gemilerin,
siren direklerine asılıyor yüzün.
Suretini görüyorum; gülüşünü, incecik yüzünü.
Yıldızlar akışıyor başından,
rüzgâr dolduruyorsun yelkenlerine
aşinası olmadığın fırtınalı vadilerden.
Anımsamamı isteme
nasıl aktığını taze bir kanın
kesik yaradan.
Nasıl anlatılır bir dağın sarsılışı?
Kim bilebilir sırrını senden başka,
kumrular sokağında
kumru şarkılarının?..
5.0
100% (4)