2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1284
Okunma
çim saklı oyunlarla koşmak
ne ebet kendinden geçmiştir ne de ben
hayatın lambasıyız aniden sönen
ışık iten karanlığın dibinde yaşar
hüznü kadar kendi içine çekilen sır
ve bir böcek diyaloğu
şarkılar söyleyerek duvara çıktı
ne kadar ilginç
düzlem efsanesini yıkan bir küçülme
kendi boyutlarında bir kahramandı
nasıl anlatsın göğün tarumar olduğunu
ahu dertlenince kuyular buldu
kulaklarını örten sular irkilmeseydi
duyduklarını şarkılar söyleyecekti neva
bu kadar yanaşmışken sarılmak istemez misin bana
aniden uyanmıyacağımıza söz verirsen
kaçtığım gibi geri dönerim sana
akan asansörler bulup aynalara saçanda
düşene kadar seni öpeceğime söz veriyorum
ne olur kırpma kirpiklerini kısma
dudakların bitmesin derken
ayrılık denen hızlı kabusa
kaldırımları bayıltıp boyumu boyuna gizleyen o fısıltı
ana karasından yükselen bir gök delen
çingenelerin yalvarmasına inat daha bir akşam
rahat ol
rahat ol içim
seni çok seviyorum başın dönerken
üst ve alt geçit
şakalar şakası şarap
gülümsemelerini hatırlamaya mecbur değilim
saltanat kurmuş bir adam görürsen çok utanırım
böyle olmadığını inkara kalkışsam inanmazsın
inanmazsın
neden böylesine karmaşık olduğunu duygularımın.
5.0
100% (9)