34
Yorum
57
Beğeni
5,0
Puan
5689
Okunma


Sensizliği yazıyorum yine
boğazımda ateşten bir düğüm
aynalarda kırılıyor, yüzüme bakan küskünlüğüm ..
pusulası belli bu ölümün
üşüyen avuçlarımın donuk sisleri
dünden kalma yarım şarkıların küflü sesleri
kırılgan ışık hüzmeleri gibi,
her sabah pencereme hoyratça vurandır yalnızlığım
bana başka bir yalnızlık anlatın hiç bilmediğim
mesela gecelerin kimsesizlere yıldızlardan yorgan yaptığı
toprak ananın papatya çiçeğine yağmurlar bağışladığı
şevkatli ellerin yetim çocukların saçlarını okşadığı
bozkırlarda çobanların sürülere dinlettiği flüt nağmeleri
ki hiçbiri içimde boşluğa akan nehirler gibi değil
nedense yağmurdan sonra toprak da kokmuyor artık saçların gibi
mektuplardaki pulları yapıştırırken her sabah acılarıma
yaralarıma dokunur içimdeki tuzlu dalgaların sesleri
başını daha yeni yeni tepeden kaldıran güneş
sanki dün,
bilirim yine uzun olacak gün
ben o sabah sigara küllerinin
fincanımdaki kahve tortularının
aklımın bozuk plaklarındaki şarkımızın izlerinde ararken teselliyi
bir yerde, ölüm bağışlanır
kalbimden boş satırlarıma sızar saçlarının telleri
öleni son bir kez daha yaşatmak için
ki bitmez ve son değil,
şairlerin dediği gibi, sevenler hep geceleri ölürler
Ah sevdiğim
bir çözebilsem şu içimdeki kör düğümü
yolumu kesen dağlar çözülür baktığım yerden
gözlerim deniz saklar içimde boşluğa akan nehirlerden
bana bir söz söyle sevdiğim
beni can evimden vursun
neden dünya gözümde tek bir şehir
içimde şarkımız gibi hiç eskimeyen yanınla
İstanbul acılarımın mabedi
hangi yakınlığın sakladığı uzaklardasın ?
hep arıyorum bilesin, kendimden önce
Kalbimin en ucra köşelerinde bastığın izleri
her yerde seni
kaybettiğim yollara kılavuz olan cennet bakışlı gözleri
boş satırlarda boğazıma düğümlenen ateşten cemre sözleri
kör kurşun gibi,
boş sokaklar bile acılardan baygın bedenimi artık acıtmıyor
bil istedim sevdiğim
vefa,
sana yazamadığım sözlerim,
ciğerime saplanmış içimden çıkmıyor .
Değerli seçici kurula şükranlarımı sunuyorum ...
03.08.2013
5.0
98% (54)
4.0
2% (1)