10
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
1590
Okunma

Çok eskiden yaratılmış kadınlar gibi sesim
Çağırınca yansımam aynadan
Duyuyorum
Halsiz ve anlamsız dokunuşlarla
Bitecek olanı bekliyorum
Yok kimsesi
Asfalttan yüzüme vuran sıcağın sesinde boşluk
Adımlarım yol kenarına fırlatılmış
Kimsenin konuşmadığı harfler gibi duruyor
Duruyorum
Yol kenarındaki bir taş yılı kadar.
Şu saçlarımın arasında konuşan
Tanrının elleri
Azar azar kışa dönmüş saçlarımın
Çekingen saçlarımın
Yapayalnız uzayan
Sevilmemiş saçlarımın
Küsünce yırtıp attığım
Çünkü öyle istiyor gözlerim
Tanrının elleri ve ellerim
Bir sır saklar gibi sakladığım ellerim.
Ah şu ansızın gelen ıslaklık
Yağıp yağıp taşırmasa içimin caddelerini
Pencerelerde sabahlamaz yüzüm
Ellerim arkamda sır
Duymasın diye kimse
Hele de akşamüstleri
Çünkü ellerim onun elleri o günden beri
O fotoğrafsız günden beri
O kısacık günden beri
Saklıyorum
Saklıyorum
Şu küçük iskemleden
Kaç yıl mı oldu?
O yol kenarındaki bir taş yılından fazla değil
Şimdi uyumalı artık
Uyumalı ve unutmalı
Şu evlerden biri görmeden.