5
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1589
Okunma

İşte tam şuramda
koşusu kör atların
gökgürültüsünün ayak izleri
ellerimi örten bu sessizlik
ve parmakaralarıma kilitli sesler
kim koymuş bu hissi pencereme
uyanır uyanmaz eski uykusundan
doğurup doğurup öldüren beni usanmadan
Kimsesiz ve yoksul ölümlüler gibi ağzımın tadı
gölgesi sadece musallada ısınan
böyle gelişi güzel
dağıtıp dağıtıp topluyor yeniden
gemisiz yolcular gibi
adımları kendinden çok uzak
bir mandalla tutturulmuş gibi yaşama
ha kırıldı
ha kırılacak
Bazen,tersyüz edip yaşamı
beyazlara katıp kaynatmalı diyorum
bir de anlamları
beni en çok yoran o anlamları
dönen bir kapıya hapseden aklımı
uzun günlerde tuzla buz olan aklımı
çırılçıplak bir valiz gibi kapının önüne koyan
çıldırmamak için direnirken ben
kan tutar gözlerimi
gözlerim bir karıncanın sırtındaki yük gibi
5.0
100% (20)