9
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
3270
Okunma

Siz bayım
Ne zaman bıraktınız bu sızıyı sol yanıma,
Ne zaman hapsettiniz beni?
Bu izbe ve soğuk zindanlara
Trajikomik bir şehir efsanesinden değilmiş
Aşkın baharı kıskandırıp, bülbülü konuşturduğu
Ah bayım,
Ne zaman düşseniz yâdıma
Güller ağlar, bülbül ağlar
Talan olur bütün lalezarlar
Hayat ve kısmet
İçi asırlardır doldurulamamış
Toplamları kadere tekâmül eden
İki yarım kelime
Ve siz ve ben bayım
Boşa uğraşmışız
Aşk bizim ne haddimize
İstanbul’un varoş semtlerinde
Çöpten topladıkları ile
Evcilik oynayan çocuklar kadar bile
Mutlu olmayı beceremedik biz
Biz bayım
Beceremedik mutlu olmayı
Boyası solmuş salon duvarındaki
Halı ve kehribar kokulu tesbih kadar bile uyumlu değiliz
İğreti duruyoruz tüm fotoğraflarda
Biz bayım, sırıtıyorduk
Beyaz bulüze damlamış bir leke gibi
Size söz Bayım
Gönlüme karlar yağdırdınız ya
Ömrümün baharında,
Artık tövbe sevdaya
Değil gönlümün kıyısından
Aklımın ucundan geçse
Yakarım bu bedeni
Değmesin diye kimsenin gönlü gönlüme...
5.0
100% (13)