1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
849
Okunma
gittikçe ağırlaşan doku
ağrılar bulvarında kalibresi saniyelik binlerce yolcu
biri tülbentin de
biri belalarıyla övünen parmaklar taşıyor cebinde
camlar yalan aynalar gibi ikide bir
baskın gece hayallerinde cin korku
kendi içimizden geçiyoruz
anlık bebek ölümlerini yaprak dökümlerine
karşılaştırmalı bir cetvelle yoruluncaya kadar dövmek
insan sevgisine ters bir düşünce
düşünce sürtünmenin acısı kurtuluş karası sanılıyor
masa başı çayın içine
şehir gürültüsü kaçıyor
yatağın ayakları ile merdiven çıkılmaz
ya da saksılar düşecek dikkat
kaldırım taşlarında sarı benlik duygusu
kuş sinek veya bir bulut
ne kadar çabuk geçiyor
acil siren çığlığını rüyasında duyan için hız
şimdilerde tam bir fiyasko
elini sıkıca saran çocuğuna bir şey söylese
söyleyebilse de üzülmese
bir sevginin nasıl çatladığını anlatabilse
belki de kalbi durmayacak ambulansın
ayak uçlarını birleştirerek çoğalıyor sürüler
her parmak hazzını kendi tırnağına kazıyor
gölgeleri kanatıncaya kadar geçiyor zaman
eskiyor şiir eskicinin koynunda.
5.0
100% (10)