2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1490
Okunma
Sıradaki Hayat
radyolar kentin üvez yanını gizliyor
serçeden alışmış seyrek yürümeyi
dağları kan tutar bir şeherli geçse
bacakları kesik kesik
adımsız belki biraz tavşan uykusunda
yaradılışı koyu bir evliyadır yüzü
eve erken dönen babanın
anneler eli belinde doğmuştur
şahin kanatlarına sızarak yaşayışları
sonsuzluğa hür, âna tutsak yaşayışları
bundandır
yağmuru görünce akıllarını içeri topladıkları
uzak bir ihtimale baş göz edişleri
ütülenmiş gözleriyle yaslanınca omuzlara
tüfek kokusu yerini uzak bir kıyıyı alır
babalar her akşam işine yaralıdır
soğudukça günün anlamı
düşünmeyi geciktirir beriki hüzün
sandalyeler durmaktan sıkılınca
toz yetişir üstlerine -bu yenilenmenin ışığıdır
sanki yıllardır bekâr gibi durur gökyüzü
bir çocuğu yıllardır yıldızların düşme korkusu sarar
cebinde tek inancı uzun bir mantar
seni sevmek üç kuruşa geçinmek gibidir
işte penceresi büyük evlerin
içine doğru utanıp sıkılmışlığı
senin nefesinle dirilir bu çiçekler
bir bakışın mektupları güzelleştirir
âh kimsecikler
diye iç geçirmek gibidir
suyun yüzüne yaslanıp
radyolarda adın adıma değer
frekansı tutturunca eller
ilk ve son fado ellerin
ilk ve son defa olsun
dağın ayraç gibi bir nehri aklında tuttuğu
aşka yaraşır kuşların arasına satır satır
dizdiği kalbin
kalbim
bak nasıl da kanatlanıyor
dalgalanarak
bakışlarımız arasında.
aşk dokunmak ve dokunmamak heyulası
babalar ve anaların gizli saklı fotoğraf yarasında!
Payanda
5.0
100% (11)