9
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1347
Okunma
/ Ahdım var ısıtacağım nehirlerimi /
Üşüyorum yıllar sonra
Yaşamın cilvesi diyorum bazen
Bazen de güz yangını
Batan gemileri çıkarıyor derinden
Geçerim diyorum
Binlerce kanatsız kuşla beraber
Yokuşlar diz kapaklarımda eriyiverir
İki de bir çelme takan merdivene inatla
Yine de geçerim
Takvim yapraklarında tutuşur ateş
Yanan güller alırım elime
Boşluğumu üç kuruşa satmak için belki de
Bir fotoğrafta kendime rastlamış gibi severim
Baktıkça bakarım duman dudaklarına
Ve sanrısız gökleri sayan bir şairin
Göğsüne yanardağları giymesi gibi
Bunu bir çeşit sevme sanırım
Masum değildir çünkü yalnızlık
Aşka sarılmış kurak bir ağlamadır aslında
Bir başı bir omuza yaslamak
Ardından bir resim çizmek kaderin alnına
Ve beyaz yangınlarda kaybolmaktır yalnızlık
Ufuk çizgisini öpüp duran bir baharda
Zorla kelebeğin kanat çırpışıdır bu
Okunmamış bir kitabın tam ortası
Ve güne bakan güneşidir vaktin zor ettiği
Bir Elif boyuncadır sevdalıklar
Kalem ile kağıt
Aşk ile ağıt nasılsa işte öyle
Asil bir duruşu vardır uçurumun kenarında
Lakin herkesi düşlerindeki kadar cesur sanma
Say ki
Biz aynı yaraya basılmış tuz tanesiyiz
Sesimizde ürkek karanlık
Ve feleğin çemberine sığmayan esaret
Mamafih
Var mı bunun bir hal çaresi...
5.0
100% (10)