15
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
2127
Okunma

Bozulur kanunu tabiatımın
Ekseni kaymış Dünyama
Yetişmez güneş ışınları
Asırlardır,
Buzdan dağ parçaları yalnızlığım
Hatıradan kıvılcımlar
Dağılır geceleri gökyüzüme
Hep ilk parlayan Süreyya yıldızıdır
Son sönende
Tutuşur birden buz tutan yalnızlık
Bir kıvılcım yeter yangını körüklemeye
Ateş o an,
Sadece ateşle söndürülür
Batıdan doğar güneş
Bir kiyamet değil bu, .. sanırım
Galiba başım dönüyor yine
sonra,
Bir düş satın alırım çocukluğumdan
Bilirim
Bedeli ağırdır
Saniyeden seneler
Hep iki mevsim
Asırlara demir atmış saatler
Hep milattan öncesi
Ah imtihan !
İki nefes arası
Sırattan keskin
Alındığı müddetçe ateşten kor nefes
Geçer durursun hep o uzun yoldan
Soran olur bazen
Şiirlerde hep hasret hep özlem neden
Hani demiş ya Şemsi Tebrizi :
‘’ Hüzün ki en çok yakışandır âşıklara.
Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık.
Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz?
Hüzün taze tutar aşk yarasını.
Yaramdan da hoşum, yârimden de…’’
Bizde biliriz çiçekli böcekli yazmayı
Daldan dala atlamadığımızdan
Beklemekten usanmadığımızdan
Olur ya hani, Dünya hali
Biraz solunca gönül bahçemizin tek çiçeği
Başka gül koklamadığımızdan.
3.7.2013
5.0
100% (30)